MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Memur olmayan kimsenin sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli resmi belgede sahteciliği ve dolandırıcılıkHÜKÜM : MahkumiyetI-) Sanığın, “memur olmayan kimsenin sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli resmi belgede sahteciliği” suçundan verilen hükme yönelik temyizi üzerine yapılan incelemede;.... Noterliğince 17.07.2003 tarihinde... yevmiye numarası ile düzenlenen sahte vekaletnameye dayanılarak, 24.07.2003 tarihinde....4. Noterliğinde... yevmiye numaralı vekaletname ve ... Noterliğinde 21.11.2003 tarihinde ... yevmiye numaralı araç satış sözleşmesi düzenlendiğinden, zincirleme olarak işlenen resmi belgede sahtecilik suçu nedeniyle, TCK.nun 43. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi karşı temyiz olmadığından bozma sebebi sayılmamıştır.Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığa yüklenen “memur olmayan kimsenin sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli resmi belgede sahteciliği” suçunun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, cezayı artırıcı ve azaltıcı sebeplerin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş ve incelenen dosyaya göre verilen hükümde eleştirilen husus dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle resmi belgede sahtecilik suçundan verilen mahkumiyet hükmünün istem gibi ONANMASINA,II-) Sanığın, “dolandırıcılık” suçundan verilen hükme yönelik temyizine gelince;5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; sanığa yüklenen “dolandırıcılık” suçunun yasada gerektiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 sayılı TCK.nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımlarının, suçun işlendiği 17.07.2003 tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden sair yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta aynı Kanunun 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan sanık hakkında “dolandırıcılık” suçundan açılan kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK.nun 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMK'nun 223/8. maddeleri uyarınca istem gibi DÜŞÜRÜLMESİNE, 22.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.