Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 7646 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 24703 - Esas Yıl 2012
MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılıkHÜKÜM : MahkumiyetI- Sanığın “resmi belgede sahtecilik” suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde:Mahkemece 5237 sayılı TCK'nun 53 ve 63. maddelerinin sanık hakkında “nitelikli dolandırıcılık” suçundan lehe kabul edilen 5237 sayılı TCK hükümlerinin uygulanması sırasında uygulandığı ve “resmi belgede sahtecilik” suçundan kurulan hüküm yönünden karma uygulamanın bulunmadığı anlaşılmakla, tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir. Sanık hakkında toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığa yüklenen suçun sübutu kabul, soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin, cezayı azaltıcı sebebin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5349 sayılı Kanunla değişik 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü uyarınca mahkemece 765 ve 5237 sayılı Yasa hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların denetime imkan verecek şekilde gösterilip birbiriyle karşılaştırılması suretiyle lehe yasa belirlenerek sonucuna göre hüküm kurulmuş, erteleme ve CMK.nun 231. maddesinin uygulanmama gerekçesi gösterilmiş ve incelenen dosyaya g??re verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanığın bir sebebe dayanmayan ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, II- Sanığın “nitelikli dolandırıcılık” suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ise:5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5349 sayılı Kanunla değişik 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; sanığa yüklenen “nitelikli dolandırıcılık” suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve sanık lehine olan 765 sayılı TCK’nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının, suçun işlendiği Şubat 2005 tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeksizin hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken,1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı Yasanın 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK’nun 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMK’nun 223/8. maddeleri gereğince istem gibi DÜŞÜRÜLMESİNE, 21.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.