MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Dolandırıcılık, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanmakHÜKÜM : 1- TKC'nun 157/1, 168/2, 62, 52, 53/1. maddelerine göre 5 ay hapis, 20 TL adli para cezası, hak yoksunluğu, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına, 2- TCK'nun 268/1 maddesi yollaması ile 267/1, 269/1, 62, 53/1. maddelerine göre 2 ay hapis cezası, hak yoksunluğu 1-Sanık hakkında başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanmak suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanmak suçundan yargılandığı davada hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen sanığın denetim süresi içinde işleyerek mahkum olduğu kasıtlı suç nedeniyle CMK'nun 231/11. maddesi uyarınca açıklanan hükümdeki cezayı değiştirerek yeniden hüküm kurulmasına yasal olanak bulunmadığı, aynı fıkranın ikinci cümlesi uyarınca cezanın kısmen infazı, ertelenmesi veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vermenin ancak yükümlülüklerini yerine getiremeyen sanıklar yönünden mümkün bulunduğunun, sanığın gerçek kimliğinin eşinin ihbarı sonucu yapılan araştırma ile tespit edilmesi karşısında; sanığın kendiliğinden iftirasından dönmediği bu nedenle 5237 sayılı TCK.nun 269. maddesindeki etkin pişmanlık hükümlerinin uygulama koşullarının oluşmad??ğının gözetilmemesi aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın suçunun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin, cezayı azaltıcı sebeplerin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş ve incelenen dosyaya göre verilen hükümde eleştiri dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA, 2-Sanık hakkında dolandırıcılık suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;a)Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Yalan belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun denetleme olanağını ortadan kaldırmalıdır. Kullanılan hile ile mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu kandırıcı davranışlarla yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Mağdurun maaşını çekmek için gittiği ATM civarında bulunan sanıktan yardım istemesi üzerine sanığın kartı alarak makineye yerleştirdiği, mağdurun söylemesi üzerine şifreyi yazıp kartı kullanarak çektiği parayı elindeki gazeteye sakladığı, hesapta para olmadığını söyledikten sonra kartı yeniden ATM'ye yerleştirip ekranı göstererek, mağduru banka görevlilerinden bilgi alması için içeri gönderdikten sonra olay yerinden ayrılması biçiminde gelişen somut olayda; eylemin "banka ve kredi kartlarının kötüye kullanılması" suçunu oluşturacağı gözetilerek TCK'nun 245/1. maddesi uyarınca makumiyetine karar verilmesi gerekirken suç vasfında yanılgı sonucu dolandırıcılık suçundan hüküm kurulması, Kabule görede; Dolandırıcılık suçundan yargılandığı davada hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen sanığın denetim süresi içinde işleyerek mahkum olduğu kasıtlı suç nedeniyle CMK'nun 231/11. maddesi uyarınca açıklanan hükümdeki cezayı değiştirerek yeniden hüküm kurulmasına yasal olanak bulunmadığı, aynı fıkranın ikinci cümlesi uyarınca cezanın kısmen infazı, ertelenmesi veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vermenin ancak yükümlülüklerini yerine getiremeyen sanıklar yönünden mümkün bulunduğunun gözetilmemesi, Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ceza miktarı bakımından kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, 15.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.