Dolandırıcılık suçundan hükümlü K…….'ın yapılan yargılaması sonunda: Mahkümiyetine dair (Niğde Ağır Ceza Mahkemesi)nden verilen 01.10.1997 gün ve 1995/84 Esas, 1997/52 Karar sayılı kesinleşmiş hükmün, 5237 sayılı yasanın 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe girmesini müteakip yeniden değerlendirilmesi sonucu aynı mahkemece duruşma yapılarak verilen 31.3.2006 gün ve 2006/9 Esas 2006/168 sayılı ek kararın süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi hükümlü müdafii tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C.Başsavcılığının onama isteyen 22.06.2006 tarihli tebliğnamesi ile daireye gönderilmekle incelerek gereği görüşüldü:765 Sayılı TCK. 503/1. maddesi ile temel ceza 2 yıl hapis cezası olarak tayin olunup 522. madde ile 2/3 oranında artırılmışken, 5237 sayılı Yasa uygulamasında verilen zararın da miktarı gözetilerek temel cezanın ilk hükümde olduğu gibi iki yıl hapis cezası olarak tayini, sanık aleyhine temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.Yapılan duruşmaya mahkemenin soruşturma ve kovuşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre önceki mahkümiyet hükmünün kesinleşmesinden sonra 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5349 sayılı Kanunla değişik 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri uyarınca mahkemece duruşma açılarak önceki hükmolunan ceza ile uygulanması gereken 5237 sayılı Yasa hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların denetime imkan verecek şekilde gösterilip birbiriyle karşılaştırılması suretiyle lehe hüküm belirlenerek sonucuna göre hüküm kurulmuş ve incelenen dosyaya göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan hükümlü müdafiinin, şikayetçinin borcunun tamamen ödendiğine dolayısıyla 5237 sayılı Yasanın 168. maddesinin uygulanması gerektiğine ilişen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün istem gibi (ONANMASINA), 14.09.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.