Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 6965 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 16288 - Esas Yıl 2009
Ayrıntıları CGK'nın 19.04.2005 tarih ve 2004/221-2005/38 sayılı kararında açıklandığı üzere, sanık Ömer'e ait suça konu çekin, suç tarihinde evli olduğu sanık Gülseren tarafından eşinin öteden beri var olan rızası ve bilgisi dahilinde imzalanıp doldurularak sanık Ergün'e verilmesi, Ergün tarafından da eksik olan keşide tarihi ilave edilerek ciro yolu ile katılana verilmesi ve çekin bankaya ibrazı üzerine karşılıksız çıkmasından ibaret eylemde; sanıkların zarar verme bilinç ve iradesiyle hareket etmediklerinin anlaşılması, diğer unsurları tam olup, imzanın çek karnesi sahibi eşinin önceden var olan rızasıyla keşideci sıfatıyla sanık Gülseren tarafından atıldığı noktasında çekişme bulunmayan keşide tarihi boş çeke, sonradan keşide tarihinin eklenmesinin keşidecinin rızasına aykırı bir durum saptanamadığından çeki sahte hale getirmeyeceği cihetle resmi belgede sahtecilik suçunun unsurları itibariyle oluşmayacağı dolandırıcılık suçu yönünden ise, sanık Ergün müdafiinin 27.02.2007 tarihli yazılı savunmasında belirttiği gibi suça konu çekin, önceden doğmuş borç nedeniyle katılana verilmiş olması halinde dolandırıcılık suçunun unsurları itibariyle oluşmayacağı, borç önceden doğmamışsa, sanıkların baştan itibaren düşünce ve eylem birliği içinde hareket edip etmedikleri tartışılıp değerlendirilerek sonucuna göre hukuki durumlarının takdir ve tayini yerine eksik soruşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulması yasaya aykırı,Kabule göre de;1) Belgelerde sahtecilik suçlarında aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdir ve tayini hakime ait olup, adli emanette kayıtlı suça konu ve sahte olduğu kabul edilen çek yaprağı incelenmek suretiyle, özel-liklerinin duruşma tutanağına yazılıp, gerekçede aldatıcılık yeteneği irdelenerek, denetime olanak verecek şekilde suça konu belge aslı dosya içerisinde de bulundurulmadan yazılı şekilde karar verilmesi,2) Sanıklardan Ergün yönünden, resmi evrakta sahtecilik suçunun cezası, 765 sayılı TCK'nın 342/1. maddesinde 2 yıldan 8 yıla kadar hapis, 5237 sayılı TCK'nın 204/1. maddesinde ise, 2 yıldan 5 yıla kadar hapis olmasına rağmen, temel cezanın alt sınırdan tayini halinde, hapis cezalarının eşit olacağı ve 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinde düzenlenen ve hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak uygulanan hak yoksunluklarının 765 sayılı Kanun'da bulunmaması karşısında, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun aleyhe olduğu gözetilmeden 765 sayılı TCK uyarınca verilecek cezanın ertelenmesinin mümkün olmadığına ilişkin isabetli olmayan gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması yasaya aykırı,3) Sanıklar Ömer ve Gülseren hakkında 08.02.2008 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5728 sayılı Yasa'nın 562. maddesiyle değişik CMK'nın 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilip verilmeyeceğinin takdir ve değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca (BOZULMASINA), 09.06.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.