Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6731 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 25880 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Resmi belgede sahtecilik, dolandırıcılıkHÜKÜM : Her iki suçtan mahkumiyetI- Sanık hakkında “resmi belgede sahtecilik” suçundan kurulan hükme yönelik müdafiinin temyiz itirazlarının yapılan incelenmesinde;Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine; ancak:Resmi belgede sahtecilik suçunun cezası, 765 sayılı TCK.nun 342/1. maddesinde 2 yıldan 8 yıla kadar hapis, 5237 sayılı TCK.nun 204/1. maddesinde ise 2 yıldan 5 yıla kadar hapis olmasına rağmen, temel cezanın alt sınırdan tayini halinde, eşit olacağı ancak, 5237 sayılı TCK.nun 53. maddesinde düzenlenen ve hapis cezasına mahkumiyetinin kanuni sonucu olarak uygulanan güvenlik tedbirlerinin 765 sayılı Kanunda bulunmaması ve 647 sayılı Kanunun 6 ve TCK.nun 95. maddeleri uyarınca deneme süresi içerisinde suç işlenmemesi halinde mahkumiyetin vaki olmamış sayılmasına karar verilmesi gerekeceği cihetle; 5237 sayılı TCK.nun sanık aleyhine sonuç doğuracağı gözetilmeden, 5237 sayılı TCK. hükümlerinin lehe olduğunun kabulüyle yazılı şekilde karar verilmesi,Yasaya aykırı ise de; yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, "resmi belgede sahtecilik" suçundan kurulan hüküm fıkrasından " 5237 sayılı TCK.nun 204/1, 62 ve 51/1" ibarelerinin çıkartılıp yerlerine sırasıyla "765 sayılı TCK.nun 342/1, 59, 647 sayılı Yasanın 6” ibareleri eklenmek, hükümden TCK.nun 53 ve 51/3. maddelerinin uygulanmasına ilişkin bölümlerin tümden çıkarılmak suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, II- Sanık hakkında “dolandırıcılık” suçundan kurulan hükme yönelik müdafiinin temyiz itirazlarına gelince;Suçun, bankanın maddi varlığı olan çek kullanılmak suretiyle işlendiğinin iddia olunması karşısında, sanığın eyleminin TCK'nun 504/3. (5237 sayılı TCK'nun 158/1-f) maddesine uygun olup olmadığı ve delilleri değerlendirme görevinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait bulunduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yargılamaya devamla yazılı şekilde karar verilmesi yasaya aykırı ise de,5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5349 sayılı Kanunla değişik 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; sanığa yüklenen “nitelikli dolandırıcılık” suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve sanık lehine olan 765 sayılı TCK’nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının, suçun işlendiği tarihten temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeksizin hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken, 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı Yasanın 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK’nun 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMK’nun 223/8. maddeleri gereğince DÜŞÜRÜLMESİNE, 08.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.