MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık HÜKÜM : 1)Sanık ... için; a)5237 sayılı TCK'nun 158/1-f, 43/2, 168/2, 62, 52/2-4, 51/1, 53/1. maddeleri uyarınca erteli 1 yıl 15 gün hapis, 940,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunlukları uygulanmasına ilişkin. b)5237 sayılı TCK'nun 204/1, 62, 51/1, 53/1. maddeleri uyarınca erteli 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunlukları uygulanmasına ilişkin. 2)Sanık ... için; a)5237 sayılı TCK'nun 158/1-f, 43/2, 168/2, 62, 52/2-4, 53/1, 5271 sayılı CMK'nun 231/5. maddeleri uyarınca 1 yıl 15 gün hapis, 940,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunlukları uygulanmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin. b)5237 sayılı TCK'nun 204/1, 62, 53/1, 5271 sayılı CMK'nun 231/5. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunlukları uygulanmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin. 3)Sanık ... için; a)5237 sayılı TCK'nun 158/1-f, 39/1, 62, 52/2-4, 51/1, 53/1. maddeleri uyarınca erteli 10 ay hapis, 760,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunlukları uygulanmasına ilişkin. b)5237 sayılı TCK'nun 204/1, 62, 51/1, 53/1. maddeleri uyarınca erteli 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunlukları uygulanmasına ilişkin. 4)Sanık ... için; 5237 sayılı TCK'nun 157/1, 62, 52/2-4, 51/1, 53/1. maddeleri uyarınca erteli 10 ay hapis, 1.520,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunlukları uygulanmasına ilişkinİddianame içeriğine göre; sanık ... hakkında, katılan ...'a yönelik “resmi belgede sahtecilik” suçundan da kamu davası açılmış olduğu görülmekle, bu suç yönünden de mahkemesince bir hüküm kurulması ve sanık ...'in hüküm kısmına '...' olarak yanlış yazılan soyadının '...' şeklinde mahallinde düzeltilmesi olanaklı görülmüştür.I- Sanık ... müdafiinin, sanık hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararlara yönelen temyiz itirazlarının incelenmesinde;Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların 5560 sayılı Yasa ile değişik 5271 sayılı CMK’nun 231/12. maddesi uyarınca temyizi mümkün olmayıp, itiraz yasa yoluna tabi olduğu cihetle, sanık müdafiinin vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 317. maddesi uyarınca REDDİNE, itiraz merciince de bu hususta bir karar verildiği görülmekle, dava dosyasının hu yönüyle incelenmeksizin mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,II-Sanıklar ..., ... müdafilerinin sanıklar hakkında “nitelikli dolandırıcılık” sanık ... müdafiinin ise bu sanık hakkında “dolandırıcılık” suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelen temyiz itirazlarının incelenmesinde;5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; sanıklar ... ve ...'a yüklenen “nitelikli dolandırıcılık” ve sanık ...'ye yüklenen “dolandırıcılık” suçlarının yasada gerektirdiği cezalarının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 sayılı TCK’nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının, suç tarihlerinden, temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış ve sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükümlerin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Yasanın 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak sanıklar hakkındaki kamu davalarının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK'nun 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMK’nun 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE,III-Sanıklar ... ve ... müdafilerinin, sanıklar hakkında 'resmi belgede sahtecilik' suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelen temyiz itirazlarına gelince;1- Sanık ... yönünden;a-Sanığın, aşamalarda; suçlamayı kabul etmeyerek, sanıklardan ...’i tanıdığını, tarihini tam hatırlayamamakla birlikte 3 yıl kadar önce ...'e 1 milyar TL borç verdiğini, borcunu ödeyemeyince ...'in kendisine, Balıkesir'de bir alacağım var, benimle gel oradan alalım dediğini, herhangi bir şeyden şüphelenmediğini, Balıkesir otogarına geldiğini, ...’in burada kendisini beklediğini, kendisini alarak bir otele yatırdığını, iki veya üç gün otelde kaldığını, sonra bir köye gittiklerini, kahvehanede diğerlerinin kendisinin tanımadığı insanlar ile görüştüklerini, buradan mal aldıklarını söylediklerini, ne iş yaptıklarının ayrıntısını bilmediğini, tekrar otele döndüklerini, o akşam ...'in kendisine 1 milyar TL alacağını ve yol parasını verdiğini, kendisinin ertesi gün İstanbul'a döndüğünü, ... ve diğerlerinin Balıkesir'de kaldıklarını, kendisinin otelde gerçek ismini verdiğini savunması, katılan ...’ın; kendisinin bu sanık ile herhangi bir görüşmesinin olmadığını beyan etmesi, her ne kadar ... ve ...'a yönelik 'resmi belgede sahtecilik' ve 'nitelikli dolandırıcılık' suçlarından beraat elmiş ve bu hükümler temyiz dışı kalmış ise de, sanıkta suç işleme kastı bulunup bulunmadığı hususunun tespiti noktasında kanaat oluşturması bakımından bu mağdurların anlatımlarına da bakıldığında; mağdur ...'ın; ... ve ... ile birlikte ...’in de geldiğini, ancak asıl görüşmelerinin ... ve ... ile olduğunu, ...'in, hatırladığı kadarıyla, asker uğurlamak için memlekete gideceğini söylediğini, sadece ilk gün geldiğini, daha sonra ise ...’in geldiğini ve onunla görüştüklerini ve malı da ..., ... ve ...’e birlikte teslim ettiklerini, teslim sırasında ...’in olmadığını beyan etmesi, mağdur ...’ın ise; ilk önce ... ve ... ile sanık ...’in köye geldiklerini, pazarlığı ... ve ... ile yaptıklarını, sanık ...'in de bu sanıkların yanlarında olduğunu, doğrudan konuşmalara katılmadığını, daha sonraki görüşmelerde ...'in gelmediğini belirtmesi, sanık ...'in; sanık ...'in kendileri ile birlikle geldiğini, ancak bu sanığın kendilerinin ortağı olmadığını ifade etmesi hususları hep birlikte değerlendirildiğinde sanığın, özü itibariyle hayatın olağan akışına uygun olan savunmasının aksine, mahkumiyetine yeter her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gibi, dosya içinde Polis Memuru ... tarafından ... kayıtlarına göre sanık hakkında nüfus cüzdanı örneği düzenlendiğinin görüldüğü, buna rağmen sanığın, savunmasının aksine gerçek ismiyle otelde kalmadığı kabul edilse bile, bu durumun ancak başkaca bir takım delillerle desteklenmek sureti ile hükme esas alınabileceği, şu hale göre şüpheli kalan bu durumun tek başına mahkumiyet hükmü tesisine yeterli olmadığı, bu itibarla yüklenen 'resmi belgede sahtecilik' suçundan beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, müştekilerin beyanına göre sanık ...'in, ... ile birlikte geldiği, alışveriş sırasında hazır bulunduğu, sanığın kaldığını beyan ettiği otelde ismine rastlanmadığı, dolayısıyla sahte isimle otelde kalmış olabileceğinin anlaşıldığı, satıcı olmayan sanık ...'nün domates satın aldığı halde aynı zamanda bu sanığın 1.000,00 TL'lik borcunu ödemesi de hayatın olağan akışına uygun düşmediği biçimindeki gerekçe ile mahkumiyetine hükmolunması, 2- Sanık ... yönünden ise;Suça konu çeklerden; taşıması zorunlu unsurlardan olan 'keşide yerini' ihtiva etmemesi nedeniyle 'özel belge' hükmünde olan 7.350.000.000 TL'lik çekin, tüm unsurları havi ve resmi belge hükmünde olan 1.900.000.000 TL'lik çekle birlikte mağdurlar ... ve ...'a değişik tarihlerde verildiğinin kesin olarak belirlenememesi ve aynı anda verildiğinin kabul edilmiş olması karşısında, aynı hukuki ilişki kapsamında özel belge hükmünde olan bir çekle, resmi belge hükmünde olan bir çekin kullanılarak sahtecilik eyleminin işlenmesi halinde hem özel belgede sahtecilik, hem de resmi belgede sahteciliksuçlarının oluşmayıp, koşullarının bulunması halinde 'zincirleme resmi belgede sahtecilik' suçunun değerlendirilmesi gerekeceği, 5237 sayılı TCK'nun 43. maddesinde, 765 sayılı TCK’nun 80. maddesinden farklı olarak 'değişik zamanlarda' denildiğinden, aynı anda işlenen eylemlerde zincirleme suça ilişkin hükümlerin uygulanma olanağı bulunmadığı cihetle, suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK hükümleri uygulandığında sahtecilik eylemi yönünden bu yasanın 342/1 ve 80, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK hükümlerine göre uygulama yapılması halinde ise aynı Yasanın 204/1. maddesinin tatbikinin gerekeceği mahkemece isabetle kabul edilip, bu kabule göre uygulama yapılmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, tebliğnamedeki bu hususa ilişen bozma düşüncesine iştirak olunamamıştır.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanık ... müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak:Sanığın adli sicil kaydında yer alan 3167 sayılı Kanunun 16/1. maddesi uyarınca verilen mahkumiyetlerine ilişkin eyleminin 31.01.2012 tarih ve 28193 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 03.02.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6273 sayılı Çek Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun gereğince idari yaptırıma dönüştüğü, aynı Kanunun 13/1. maddesi uyarınca verilen mahkumiyetlerine konu eylemi yönünden ise; 20.12.2009 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 5941 sayılı Çek Kanunu ile 3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanunun yürürlükten kaldırılarak çek defterini geri vermeme fiilinin suç olmaktan çıkarıldığı cihetle, hükümden önce 08.02.2008 günlü 26781 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 5728 sayılı Yasanın 562. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK’nun 231 ve TCK'nun 7/2. maddeleri gereğince, sanık hakkında ‘hükmün açıklanmasının geri bırakılması’ kararı verilip verilmeyeceği hususunun yeniden tartışılmasında zorunluluk bulunması.Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, bu iki sanık hakkında ’resmi belgede sahtecilik' suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerinin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 06.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.