MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : Sanıkların her iki suçtan ayrı ayrı mahkumiyetlerine I-Sanıklar hakkında resmi belge sahtecilik suçundan kurulan hükme yönelik müdafilerinin yaptıkları temyiz itirazlarının incelemesinde; Sanıkların iştirak halinde, ....'ye ait trafikte 34 ZP 7980 plakalı ve 07.10.2003 tarihinde çalınan araca 34 BA 1779 sayılı sahte plaka oluşturup, bu plakaya araç sahibinin ... olduğu sahte trafik ve tescil belgesi düzenleyerek ve yine sahte olarak ... tarafından ...'e verilmiş vekaletname ile 27.10.2003 tarihinde... Noterliğinde satış sözleşmesi yaptıklarının iddia ve kabul olunması karşısında; sanıkların sahte trafik tescil belgelerini kullanarak suça konu araçların noter tarafından düzenlenen sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli resmi belge niteliğindeki araç satış sözleşmeleri ile satışını yapmaktan ibaret eylemlerinin kül halinde suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK'nun 342/2, 80. (5237 sayılı Yasanın 204/1-3, 43.) maddeleri ve fıkrasında öngörülen sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli belgelerde sahtecilik suçunu oluşturacağı gözetilmeden, 765 sayılı TCK'nun 342/1. maddesi uyarınca yazılı şekilde eksik ceza tayini aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Sanıklar hakkında toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanıkların suçlarının sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin, cezayı artırıcı sebebin niteliği takdir edilmiş, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, suç tarihinde yürürlükte olan 765 sayılı TCK. ile 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK'nun somut olaya ilişkin ilgili hükümleri ayrı ayrı tatbik olunarak ortaya çıkan sonuçların birbiriyle karşılaştırılması suretiyle lehe kanun belirlenmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde eleştiri dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan sanıklar ... ve ... müdafilerinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA, II- Sanıklar hakkında dolandırıcılık suçundan kurulan hükümlere yönelik müdafilerinin yaptıkları temyiz itirazlarının incelemesine gelince; 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5349 sayılı Kanunla değişik 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri uyarınca sanıklara yüklenen "nitelikli dolandırıcılık" suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 sayılı TCK'nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının, suçun işlendiği 27.10.2003 tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış, sanıkların müdafilerince yapılan temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı Yasanın 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak sanıklar hakkındaki kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK'nun 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMK'nun 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE, 04.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.