Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 6336 - Karar Yıl 2008 / Esas No : 3811 - Esas Yıl 2006
Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanık Yaşar'ın bozma üzerine yapılan yargılaması sonunda: Mahkumiyetine dair (Antalya Birinci Ağır Ceza Mahkemesi)'nden verilen 26.12.2005 gün ve 2005/22 Esas, 2005/535 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi sanık müdafii tarafından istenilmiş olduğundan, dava evrakı C.Başsavcılığı'nın bozma isteyen 15.05.2006 tarihli tebliğnamesi ile Daireye gönderilmekle incelenerek gereği görüşüldü:Bozmaya uyulmak suretiyle yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanık müdafiinin suçun yasal unsurlarının oluşmadığına ve lehe yasa hükümlerinin uygulanması gerektiğine ilişen ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak:1- Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu'nun 3/e maddesi uyarınca, "kredi kartının, nakit kullanımı gerekmeksizin mal ve hizmet alımı veya nakit çekme olanağı sağlayan basılı kartı veya fiziki varlığı bulunmayan kart numarasını" ifade etmesi karşısında, sanığın eyleminin suç tarihinden sonra yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK'nın 245/1 ve 43. maddelerinde öngörülen zincirleme suretiyle, banka ve kredi kartlarının kötüye kullanılması suçuna uygun bulunduğu gözetilerek, kararın gerekçe bölümünde; 5252 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 9/3. maddesi uyarınca suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı Yasa ile sonradan yürürlüğe giren 5237 sayılı Yasa'nın ilgili bütün hükümleri olaylara uygulanarak ortaya çıkan sonuçların denetime imkan verecek şekilde gösterilip birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle lehe yasanın tespiti gerektiği gözetilmeden, bu ilkelere uyulmadan ve uygulamalı karşılaştırma yapılmadan eylemin bilişim sistemi aracı kılınmak suretiyle dolandırıcılık suçunu oluşturduğundan bahisle yazılı şekilde hüküm kurulması,2- Kabule göre de, 5237 sayılı TCK'nın 158/1-f maddesinin sanık lehine bulunduğunun kabulü ile yazılı şekilde uygulama yapılırken adli para cezasının tayininde bir gün karşılığının anılan Yasa'nın 52. maddesi uyarınca tayin olunacak miktar ile çarpılarak bulunması gerekirken, yazılı şekilde 647 sayılı Yasa'nın 4. maddesinin tatbiki suretiyle karma uygulama yapılması, Yasaya aykırı, sanık müdafilnln temyiz İtirazları bu İtibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı, 5320 sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca (BOZULMASINA), kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, 17.06.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.