Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6264 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 8485 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSuç : Vergi Usul Kanununa muhalefetHÜKÜM : Asıl Karar: MahkumiyetEk Karar. Temyiz talebinin reddi28.10.2013 tarih ve 2013/10308 esas sayılı iddianame ile sanık hakkında “sahte fatura düzenlemek” suçundan da kamu davası açıldığı ve bu suçtan herhangi bir karar verilmediği anlaşılmış ise de, mahkemesince her zaman karar verilmesi olanaklı görülmüştür.7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre, sanık adına yapılan tebligatta, tebliğ imkansızlığının nedenine dair bir şerh ve tebligatın kapıya yapıştırıldığına dair bir ibare de bulunmaması karşısında, yapılan tebligatın usulsüz olması nedeniyle, temyizin süresinde kabulü ile 17.03.2016 tarihli ek karar kaldırılarak yapılan incelemede gereği görüşüldü: 1-Sahte fatura kullanma suçunda suçun maddi konusunun fatura olması ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 227. maddesinin 3. fıkrasındaki ''Bu Kanuna göre kullanılan veya bu Kanun'un Maliye ve Gümrük Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılır'' şeklindeki düzenlemeye göre faturaların Vergi Usul Kanunu'nun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içermesinin gerekmesi karşısında, 2011 takvim yılına ait fatura ayrıntılarının Vergi Dairesi'nden sorularak anılan takvim yılı için kanaat oluşturacak sayıda fatura aslı ya da onaylı suretinin istenerek dosya arasında bulundurulması gerektiğinin gözetilmemesi, yasaya aykırı,2-5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan yoksunluğun sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, hükümlünün temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, başka suçtan tutuklu ya da hükümlü değilse tahliyesine 30.06.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.