Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6080 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 16493 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilikHÜKÜM : Her iki suçtan mahkumiyetI- Şikayetçi Türkiye .... Bankası TAO vekilinin temyiz itirazının incelenmesinde;Gerek mahkemenin 2007/188 Esas sayılı ana dava dosyasında, gerekse de ana dosya ile birleştirilen dava dosyalarında, sanığın sahte belgelerle şikayetçi bankada çek hesabı açtırmak eyleminden açılmış bir kamu davası bulunmadığı gibi, açılan davaların; sahte belgelerle bankalarda açılan hesaplardan alınan çek yapraklarının doldurularak ya da doldurulmak üzere 3. kişilere verilerek piyasaya sürülmesi eylemlerine ilişkin olduğu cihetle, iddianamelerde anlatılan eylemlerden şikayetçi Türkiye .... Bankası TAO doğrudan doğruya zarar görmediğinden kamu davasına katılma hakkı bulunmayıp, usulsüz verilen ve hukuken geçersiz olan müdahale kararı da hükmü temyiz etme hak ve yetkisi vermeyeceğinden, şikayetçi Türkiye ....Bankası TAO adına vekilinin vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 317. maddesi uyarınca REDDİNE,II- Sanığın, 'resmi belgede sahtecilik' suçlarından kurulan tüm mahkumiyet hükümlerine yönelen temyiz itirazlarının incelenmesinde; Sanığın sahte belgelerle katılan ... adına kurduğu.... Tic. Ltd. Şti ve ... adına bankalarda açtırdığı hesaplar üzerinden aldığı çek yapraklar??nı, gerek dolu olarak, gerekse de doldurulup kullanılacağını bilerek ve öngörerek boş olarak 3. kişilere vermek suretiyle sahte çeklerin piyasaya sürülmesini sağlamak eyleminde, yüklenen 'resmi belgede sahtecilik' suçlarının asli faili konumunda olduğu gözetilmeden, 'sahte boş çek sağlamak suretiyle yardım eden' olduğu gerekçesiyle hakkında 765 sayılı TCK'nun 65/3. maddesinin tatbiki ile eksik ceza tayini isabetsizliği aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamış, her ne kadar bazı eylemler yönünden zincirleme suç hükümleri uygulanmış ise de, zincirleme suç kapsamına alınan çeklerin katılan veya müştekilere aynı anda verildiği, dolayısıyla 765 sayılı TCK'nun 80. maddesinin şartları oluşsa da, 'değişik zamanlarda' ibaresi içeren 5237 sayılı TCK'nun 43. maddesinin şartlarının oluşmadığının tespiti halinde bile, eylemin karşılığını oluşturacak olan 5237 sayılı TCK'nun 204/1 ve 62. maddelerinin tatbikiyle bulunacak sonuç cezaların, hüküm kısmında gösterilen cezalardan fazla olacağı cihetle, zincirleme suç kapsamındaki çeklerin katılan veya müştekilere aynı anda mı yoksa değişik zamanlarda mı verildiği hususunda yapılacak araştırmanın, mevcut uygulama karşısında sonuca bir etkisinin bulunmayacağı anlaşıldığından tebliğnamede yazılı bozma düşüncelerine iştirak olunmamıştır.Toplanan deliller karar yerinde incelenip, yüklenen suçların sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, CMK'nun 231. maddesinin uygulanmama nedenleri gösterilmiş, 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5349 sayılı Kanunla değişik 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri uyarınca mahkemece 765 ve 5237 sayılı Yasa hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların denetime imkan verecek şekilde gösterilip birbiriyle karşılaştırılması suretiyle lehe yasa belirlenerek sonucuna göre hüküm kurulmuş ve incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde eleştiri dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle 'resmi belgede sahtecilik' suçlarından kurulan bütün mahkumiyet hükümlerinin isteme aykırı olarak ONANMASINA,III-Sanığın, 'nitelikli dolandırıcılık' suçlarından kurulan tüm mahkumiyet hükümlerine yönelen temyiz itirazlarına gelince; 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; sanığa yüklenen ‘nitelikli dolandırıcılık’ suçlarının yasada gerektirdiği cezalarının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihlerinde yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 sayılı TCK’nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının, suç tarihlerinden, temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış ve sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükümlerin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Yasanın 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak sanık hakkında 'nitelikli dolandırıcılık' suçlarından açılıp da mahkumiyet hükümlerine konu olan tüm kamu davalarının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK’nun 102/4, 104/2 ve 5271 CMK’nun 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE, 31.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.