MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Sahte fatura düzenlenemek ve kullanmak, defter ve belgeleri ibraz etmemekHÜKÜM : 1- Sahte belge kullanmak suçu nedeniyle; 213 sayılı Yasanın 359/b-1, 765 sayılı TCK'nun 80. maddesi gereğince 2 yıl 4 ay hc 2- Sahte belge düzenlemek suçu nedeniyle; 213 sayılı Yasanın 359/b-1, 765 sayılı TCK'nun 80. maddesi gereğince 2 yıl 4 ay hc 3- Defter ve belgeleri ibraz etmemek suçu nedeniyle; 213 sayılı Yasanın 359/a-2 maddeleri gereğince 20 ay hc Eski hale getirme ve infazın durdurulması talebinin Reddi'ne dair.Yokluğunda verilen hükmün sanığa 15.10.2010 tarihli tebliğ işleminin, 'muhatabın adreste bulunamaması sebebiyle mahalle muhtarı imzasına teslim edilip 2 no'lu haber kağıdının kapısına yapıştırıldığı ve komşusuna haber verildiği' belirtilmek suretiyle yapıldığı, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun “Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina” başlıklı 21. maddesi ve muhatabın adreste bulunmaması halinde tebliğ memurunun ne şekilde davranması gerektiğini düzenleyen Tebligat Tüzüğünün 28. maddesinin birinci fıkrasında; “Muhatap veya adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste bulunmazsa, tebliğ memurunun adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar kurulu veya meclisi üyeleri, zabıta amir ve memurlarından tahkik ederek beyanlarını tebliğ tutanağına yazıp altını imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde de bu durumu yazarak kendisinin imzalaması gerekir.” hükmünü öngördüğü, bu itibarla; Tüzüğün 28. maddesinde öngörülen şekilde ve maddede belirtilen kişilere sorularak imzaları da alınmak suretiyle, şayet imzadan çekinmeleri halinde bu husus da belirtilerek; muhatabın adreste geçici olarak bulunmama sebebi ve tevziat saatlerinden sonra geleceği tevsik edilmeden, Tebligat Kanunu’nun 21. maddesine göre yapılan tebligat işleminin geçersiz olduğu cihetle; sanık tarafından öğrenme üzerine verilen 30.12.2010 tarihli temyiz dilekçesinin süresinde kabulüyle yapılan incelemede; I- Sanık müdafiinin '2004 yılında sahte fatura düzenlemek ve kullanmak' suçlarından verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; sanığa yüklenen “2004 takvim yılında sahte fatura düzenlemek ve kullanmak” suçlarının yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 Sayılı TCK'nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının, yüklenen suç tarihlerinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükümlerin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta aynı Kanunun 322.maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanık hakkında açılan kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK'nun 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMK’nun 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE, II-Sanık müdafiinin 'yasal defter ve belgeleri ibraz etmemek' suçundan verilen mahkumiyet kararına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak: Sanık hakkında karar tarihinde yürürlükte bulunan 5728 sayılı Yasa ile değişik 5271 sayılı CMK'nun 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağının karar yerinde tartışılmaması, Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ileride telafisi olanaksız zararlara sebebiyet verilmemesi bakımından HÜKMÜN İNFAZININ DURDURULMASINA, sanığın başka suçtan tutuklu ya da hükümlü değilse telle tahliyesinin sağlanması için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına müzekkere yazılmasına, 31.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.