Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 571 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 475 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Sulh Ceza MahkemesiSUÇ : Resmi belge düzenlenmesinde yalan beyanda bulunmakHÜKÜM : MahkumiyetTCK'nun 206. maddesindeki "resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunmak" suçunun oluşabilmesi için, sanığın açıklamaları üzerine oluşturulan resmi belgenin, bu beyanın doğruluğunu ispat edici bir güce sahip olması gereklidir. TCK'nun 268. maddesinde tanımlanan başkasına ait kimlik bilgilerinin kullanılması suçunun oluşması için; failin işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimlik bilgilerini kullanması, TCK'nun 267/1. maddesinde tanımlanan “iftira” suçunun oluşması için ise, yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunmak suretiyle işlemediğini bildiği halde hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat etmesi gerekir. Somut olayda; yakalama tutanağı içeriğine göre, kolluk üst aramasında üzerinde kriminal rapora göre esrar maddesi bulunan sanığın, kendisi hakkında soruşturma yapılmasını engellemek amacıyla kolluk görevlilerine kendisini kardeşi ... ismi ile tanıtarak, ... hakkında uyuşturucu bulundurmaktan dava açılmasına sebebiyet veren sanığın eyleminin, 5237 sayılı TCK'nun 268/1. maddesinde öngörülen “başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması” suçunu oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde “ resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunmak” suçundan mahkumiyetine karar verilmesi,Kabule göre de; sanığa 5237 sayılı Kanunun 206/1. maddesi gereğince 3 ay hapis cezası verildiği, sanık hakkında 62. madde uygulandığında 2 ay 15 gün hapis cezası yerine 5 ay hapis cezasına hükmedilmesi,Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı yasanın 326/son maddesi gereği sonuç ceza itibariyle kazanılmış hakların saklı tutulmasına, 01.02.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.