Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5165 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 27408 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılıkHÜKÜM : TCK.nun 158/1-f-son, 52/2-4, 62, 53/1-2. maddeleri gereğince, 1 yıl 8 ay hapis ve 20.000 TL. taksitlendirilmiş APC ile cezalandırılmasına ve bazı hakları kullanmaktan mahrumiyete ilişkin; TCK.nun 204/1, 62, 53/1-2. maddeleri gereğince, 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve bazı hakları kullanmaktan mahrumiyete ilişkin.Sanık ve müdafiinin vaki duruşmalı inceleme isteminin hükmolunan cezaların süresine göre koşulları bulunmadığından 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 318. maddesi gereğince REDDİNE karar verilip incelenerek gereği görüşüldü.I) Sanık ve müdafiinin, “dolandırıcılık” suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; sanığa yüklenen "dolandırıcılık" suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 sayılı TCK’nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının, 28.04.2005 suç tarihinden, temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış ve sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Yasanın 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK’nun 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMK’nun 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE,II) Sanık ve müdafiinin, “resmi belgede sahtecilik” suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarına gelince;1) ... i Ltd. Şti'nin ortağı ve münferiden temsile yetkili müdürü olan sanığın, anılan şirkete ait çek karnesinden ... İşletmeleriA.Ş. adına suça konu çeki keşide ettiği, sanık ...'nin aynı zamanda adına çek düzenlenen ... A.Ş 'nin B Grubu hisselerinden bir kısmına sahip yönetim kurulu başkanvekili olduğu, dosyada mevcut şirket ana sözleşmesi, ... Sanayi ve Ticaret Odası Başkanlığının cevabi yazısı ve imza sirkülerinden anlaşıldığı üzere, ... Turizm İşletmeleri A.Ş isimli şirketi temsil yetkisinin A grubu hisselerine sahip ortaklarından biri ve B grubu hisselerine sahip ortaklarından biri olmak üzere iki ortağın çift imzasına bağlandığı, ... İşletmeleri A.Ş.'nin katılana ait “... ” isimli firmadan satın aldığı mallara karşılık olarak suça konu çekin sadece sanık tarafından ciro edilerek katılanın firmasına verildiği, çekin karşılıksız çıkması üzerine katılan tarafından suça konu çeke dayalı olarak başlatılan icra takibi sırasında ... A.Ş. vekilinin imza itirazı üzerine ... 5. İcra Hukuk Mahkemesince itirazın kabulüne karar verildiği somut olayda, suça konu çekteki keşideci ve 1. ciro imzalarının sanığa ait olup sahteliğin söz konusu olmadığı, ... A.Ş adına yapılan 1. cironun, anılan şirketin A ve B grubu hisselerine sahip iki ortağı yerine sadece şirketin B grubu hisse sahibi sanık tarafından imzalanarak katılana ait firmaya verilmesinde, cironun şekli yönden eksikliği söz konusu ise de, çekte herhangi bir sahteliğin bulunmaması nedeniyle yüklenen “resmi belgede sahtecilik” suçunun yasal unsurlarının bulunmadığı cihetle sanığın beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde mahkumiyetine hükmolunması,2) Kabule göre de; Resmi belgede sahtecilik suçunun cezası, 765 sayılı TCK’nun 342/1. maddesinde 2 yıldan 8 yıla kadar hapis, 5237 sayılı TCK’nun 204/1. maddesinde ise 2 yıldan 5 yıla kadar hapis olmasına rağmen, mahkemenin takdiri uygulamasına göre temel cezanın alt sınırdan tayini halinde, 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinde düzenlenen ve hapis cezasına mahkûmiyetinin kanuni sonucu olarak uygulanan güvenlik tedbirlerinin 765 sayılı Kanunda bulunmaması nedeniyle lehe olduğu, hükmün gerekçe bölümünde de 765 sayılı TCK ile yapılacak uygulamanın sanık lehine olacağının kabul edilmesine rağmen, gerekçe ile hüküm fıkrası arasında çelişki yaratacak biçimde 5237 sayılı TCK’nun lehe olduğu kabulüyle yazılı şekilde hüküm kurulması,3) 5237 sayılı TCK'nun 53. maddesinin 1. fıkrasının (a), (b), (d), (e) bentlerinde yer alan hak yoksunluklarının hapis cezasının infazının tamamlanıncaya kadar, (c) bendinde yer alan hak yoksunluğunun, aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilen hükümlünün kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından koşullu salıverilmeye kadar uygulanabileceğinin gözetilmemesi, Yasaya aykırı, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 19.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.