MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Resmi evrakta sahtecilik, dolandırıcılıkHÜKÜM : Beraatİddianamede, sanıkların adi sözleşmeye babaları olan ... yerine imza atıp kaşe bastıklarının ve sanıklardan ...'in 14.07.2004 tarihli tebligatı o tarihte ölmüş babası yerine alıp imzaladığının belirtildiği cihetle; her iki sanık hakkında özel belgede sahtecilik ve sanık ... hakkında resmi belgede sahtecilik suçlarından açılan davalarda zamanaşımı süresi içinde karar verilmesi mümkün görülmüştür.I- Her iki sanık hakkında "dolandırıcılık" suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ;5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; sanıklara yüklenen “dolandırıcılık” suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 sayılı TCK’nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının, suçun işlendiği tarihten, temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış ve katılanın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususta aynı yasanın 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan sanıklar hakkındaki kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK’nun 102/4, 104/2. ve 5271 sayılı CMK’nun 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE, II- Sanık ... hakkında "resmi belgede sahtecilik" suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince ;5271 sayılı CMK'nun 225. maddesi uyarınca hükmün konusu, duruşmanın neticesine göre iddianamede gösterilen fiilden ibaret olup, Ordu Cumhuriyet Başsavcılığının 24.08.2007 tarihli iddianamesi ile sanık hakkında resmi belgede sahtecilikten açılmış bir dava bulunmadığı gözetilmeden, iddianame içeriğinde bahsedilmeyen 25.10.2000 tarihli tebligat nedeniyle “resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan" suçundan hüküm kurulması, Yasaya aykırı, katılanın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 19.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.