Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 500 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 12433 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Vergi usul kanununa muhalefetHÜKÜM : MahkumiyetKatılan vekilinin, T.C. Maliye Bakanlığı Başhukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğü'nün 14.06.2016 tarih ve 9798 sayılı oluruna istinaden temyiz talebinden vazgeçtiği anlaşılmakla, sanık ...‘ın temyiz istemine hasren yapılan incelemede; 1-2005 takvim yılında sahte fatura kullanma suçundan kurulan hükme karşı sanığın temyiz itirazlarının incelenmesinde; Bozmaya uyularak yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak:a- Sahte faturaların en son 2005 yılının Aralık ayında KDV indiriminde kullanıldığı gözetilerek 21.01.2006 olması gereken suç tarihinin, gerekçeli karar başlığında 2005 yılı olarak yanlış yazılması,b- Sanık hakkında düzenlenen 28.12.2010 tarihli iddianamede, 2005 takvim yılında ... İnş. İş. Mak. Ltd Şti’nden aldığı sahte faturaları kullandığı gerekçesiyle cezalandırılması talebiyle açılan davada; bir takvim yılında birden fazla mükelleften temin edilen sahte faturaların kullanılması eyleminin, zincirleme olarak işlenen tek suçu oluşturacağı, UYAP kayıtlarında yapılan incelemede, sanığın 2005 takvim yılında sahte fatura kullanmak suçundan Bandırma 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 29.07.2010 tarih ve 2009/391 Esas 2010/564 Karar sayılı ilamıyla mahkumiyetine karar verildiği, bu tarihten sonra aynı takvim yılında başka mükelleflerden de temin ettiği sahte faturaları kullandığına ilişkin tespitin, yeni bir suçu oluşturmayıp, zincirleme suç içinde değerlendirilmesi gerekeceği cihetle, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi, mükerrer yargılama yapılmaması ve zincirleme suç içinde kalıp kalmadığının değerlendirilmesi açısından; söz konusu dosyanın duruşmaya getirtilip incelenerek sanığın eylemlerinin zincirleme suç niteliğinde olup olmadığının belirlenmesi ve sonucuna göre hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ile hüküm kurulması,Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA,2- 2006 takvim yılında sahte fatura kullanma suçundan kurulan hükme karşı sanığın temyiz itirazlarının incelenmesinde; Gerekçeli karar başlığında yanlış yazılan suç tarihinin sahte faturaların en son 2006 yılının Aralık ayında KDV indiriminde kullanıldığı gözetilerek, 21.01.2007 olarak mahallinde düzeltilmesi mümkün görülmüştür.Bozmaya uyularak yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak:31.05.2011 tarihli hükmün yalnız sanık müdafii tarafından temyiz edilmiş ve mahkemece bozmaya uyulmuş olmakla; "... yeniden verilen hüküm, önceki hükümle belirlenmiş olan cezadan daha ağır olamaz" şeklindeki 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 326/son maddesine aykırı davranılıp ceza miktarı itibari ile kazanılmış hakkı gözetilmeyerek yazılı şekilde fazla cezaya hükmolunması, Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun anılan Yasanın 322. maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hükmün sonuna gelmek üzere, „Ceza miktarı itibariyle kazanılmış hak gözetilerek, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 326/son maddesi uyarınca sonuç cezanın 1 yıl 15 gün hapis cezasına indirilmesine” ibaresi eklenilmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün istem gibi DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 3- 2007 takvim yılında sahte fatura kullanma suçundan kurulan hükme karşı sanığın temyiz itirazlarının incelenmesinde; Bozmaya uyularak yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak:a- Sahte faturaların en son 2007 yılının Aralık ayında KDV indiriminde kullanıldığı gözetilerek 25.01.2008 olması gereken suç tarihinin, gerekçeli karar başlığında 2007 yılı olarak yanlış yazılması,b- Sahte fatura düzenleme suçunda suçun maddi konusunun fatura olması, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 227. maddesinin 3. fıkrasındaki ''Bu Kanuna göre kullanılan veya bu Kanunun Maliye ve Gümrük Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılır'' şeklindeki düzenlemeye göre de faturaların Vergi Usul Kanununun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içermesinin gerekmesi karşısında; suça konu faturaların asılları veya onaylı suretleri getirtilip denetime elverişli olacak şekilde dosyaya konulması, incelenerek kanunda öngörülen şekil şartlarını taşıyıp taşımadığının tespit edilmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken eksik kovuşturma ile yetinilerek yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,c- Kabule göre de; 31.05.2011 tarihli hükmün yalnız sanık müdafii tarafından temyiz edilmesine rağmen; "...yeniden verilen hüküm, önceki hükümle belirlenmiş olan cezadan daha ağır olamaz" şeklindeki CMUK'nın 326/son (CMK'nın 307/son) maddesindeki emredici kurala uyulmaksızın kazanılmış hakkın gözetilmemesi,Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 30.01.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.