Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4943 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 20463 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Resmi belgede sahtecilik, dolandırıcılıkHÜKÜM : 5237 sayılı TCK.nun 157, 52/1. maddeleri gereğince 1 Yıl Hapis ve 100.- YTL Adli Para Cezası ile cezalandırılması, 765 sayılı TCK.nun 342/1, 80. maddeleri gereğince 2 Yıl 4 Ay Hapis Cezası ile cezalandırılmasıI- Sanık hakkında “dolandırıcılık” suçundan kurulan hükme yönelik müdafiinin temyiz itirazlarının yapılan incelemesinde,5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5349 sayılı Kanunla değişik 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; sanığa yüklenen “dolandırıcılık” suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve sanık lehine olan 765 sayılı TCK’nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının, suçun işlendiği tarihten temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeksizin hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken, 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı Yasanın 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK’nun 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMK’nun 223/8. maddeleri gereğince DÜŞÜRÜLMESİNE,II- Sanık hakkında “resmi belgede sahtecilik” suçundan kurulan hükme yönelik müdafiinin temyiz itirazlarına gelince;Sanığın, nüfus kayıtlarında adı Servet olmasına rağmen, çevrede Hakkı ismiyle tanındığını, katılanın da kendisini bu isimle öncesinden bildiğini, bu nedenle suça konu senetlerin bir kısmını Hakkı; bir kısmını da Servet ismiyle düzenlediğini, ... ismiyle aleyhine yapılan icra takiplerine itiraz etmediğini, takiplerin kesinleşip haciz işlemlerinin uygulandığını savunması karşısında; belgelerde sahtecilik suçlarında zarar verme bilinç ve iradesi ile hareket edilmediğinde suç kastından söz edilemeyeceği ve bu durumun failde belgede sahtekârlıkta bulunmak kastına etki yapabileceği cihetle, sanığın çevresinde gerçekten ... ismiyle tanınıp tanınmadığı bu isimle olay öncesinde belgeler düzenleyip düzenlemediği araştırılıp, suça konu senetlerle ilgili icra takip dosyalarının getirtilip incelenerek, borca itiraz veya ödeme durumu bulunup bulunmadığının belirlenmesi, icra dosyalarının denetime olanak verecek şekilde dosya içerisine konulması ve toplanan deliller birlikte değerlendirilerek suç kastı saptanıp, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken eksik inceleme ve yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması,Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 18.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.