Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 491 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 12754 - Esas Yıl 2016
MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : 213 Sayılı Kanuna MuhalefetHÜKÜM : Mahkumiyet Hakkında 2005 takvim yılında sahte fatura düzenlediği iddiası ile kamu davası açılan sanığın, bahse konu ... Ltd. Şti. isimli işyeri kendisi adına olmakla birlikte şirketin mali işleri ile ağabeyi ...‘un ilgilendiğini, ağabeyinin, anne ve babası ile birlikte hareket ederek şirketinin zarar etmek suretiyle kapanmasına neden olduklarını, bu sahte faturaları da ağabeyinin düzenlemiş olabileceğini savunması karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi bakımından; sahte fatura düzenleme suçunda suçun maddi konusunun fatura olması ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 227. maddesinin 3. fıkrasındaki ''Bu Kanuna göre kullanılan veya bu Kanun'un Maliye ve Gümrük Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından, hiç düzenlenmemiş sayılır'' şeklindeki düzenlemeye göre de faturaların Vergi Usul Kanunu'nun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içermesinin gerekmesi nedeniyle her takvim yılına ait suça konu fatura asıllarından kanaat oluşturacak sayıda temin edilip dosya arasına konulmasından sonra incelenerek, kanunda öngörülen şekil şartlarını taşıyıp taşımadığının tespit edilmesi, davanın konusu olan sahte fatura düzenlemek suçunun oluşabilmesi için failin mükellef olması gerekmediği de gözönüne alınarak faturaları kullanan şirketler hakkında karşıt inceleme yapılıp yapılmadığı araştırılarak haklarında düzenlenen vergi inceleme ve sair raporların onaylı suretleri getirtilerek incelenmesi, kamu davası açılıp açılmadığının sorulması, açıldığının tespiti halinde mümkünse davaların birleştirilmesi, mümkün olmazsa ilgili belgelerin onaylı örneklerinin dosyaya intikal ettirilmesi, gerektiğinde faturaları kullanan şirket yetkilileri veya kişiler de dinlenerek sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak, kimden aldıkları ve sanığı tanıyıp tanımadıklarının sorulması, faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi yönünden mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyeleri, teslim ve tesellüm belgeleri, bedelinin ödendiğine dair ticari teamüle uygun, kanıtlama yeterliliği olan banka hesapları ve kasa mevcuduyla uyumlu geçerli belgeler, faturaları kullananların yeterli mal girişi veya üretimi olup olmadığı da araştırılarak faturaları kullanan şirketler ile sanığın ticari defter ve belgeleri üzerinde gerekli görülmesi halinde karşılıklı bilirkişi incelemesi yaptırılması ve faturalarda yer alan yazı ve imzaların sanığa ait olup olmadığının tespiti, sanığın ağabeyi ..., annesi ... ve babası ... ‘un da tanık olarak beyanlarına başvurulması ile sanığın savunmalarının doğru olup olmadığının sorulmasından sonra sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,Yasaya aykırı, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 30.01.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.