Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 490 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 7155 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Resmi belgede sahtecilikHÜKÜM : Mahkumiyet 1-Sanığın, üzerinde kendi fotoğrafı bulunan katılanın kimlik bilgilerine göre düzenlenmiş sahte sürücü belgesini kullanarak katılan adına iki adet sahte GSM abonelik sözleşmesini imzalayarak telefon hattı aldığının iddia edildiği olayda, sahte sürücü belgesi aslının hiçbir aşamada ele geçmediği, dolayısıyla belgenin aldatma niteliğinin tespit edilememesi nedeniyle resmi belgede sahtecilik suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,2-Hükümden sonra 19.02.2014 tarih ve 28918 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 6518 sayılı Kanunun 104 ve 105. maddeleri ile değişik 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 63. maddesinin 10. fıkrası ile yaptırıma bağlanan 56. maddesinin 4. fıkrasındaki "Kişinin bilgisi ve rızası dışında işletmeci veya adına iş yapan temsilcisi tarafından abonelik tesisi, işlemi veya elektronik kimlik bilgisini haiz cihazların kayıt işlemi yapılamaz ve yaptırılamaz, bu amaçla gerçeğe aykırı evrak düzenlenemez, evrakta değişiklik yapılamaz ve bunlar kullanılamaz" ve 5. fıkrasındaki "Gerçeğe aykırı evrak düzenlemek veya değiştirmek suretiyle kişinin bilgi ve rızası dışında tesis edilmiş olan abonelikler kullanılamaz" hükmü karşısında; sahte GSM abonelik sözleşmesi düzenlenmesi eyleminin, özel hüküm niteliğinde bulunan 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 56. maddesindeki suçu oluşturacağı da gözetilerek, sanığa önödeme önerisinde bulunularak sonucuna göre hukuki durumunun takdir ve tayininde zorunluluk bulunması,3-Kabule göre de; 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan yoksunluğunun sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet ,vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesinin Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 gün 2014/140 esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 30.01.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.