MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Resmi belgede sahtecilikHÜKÜM : Asıl karar: Mahkumiyet Sanığın yokluğunda verilen hükmün, muhatabın tevzii saatlerinde bulunamadığından bahisle, Tebligat Kanunu'nun 21. maddesi uyarınca kapıya haber kağıdı yapıştırılarak ve komşusu olduğu belirtilen "..." isimli şahsa haber verilmek suretiyle, .... Muhtarlığına tebliğ edildiği belirtilmiş ise de, başvuru üzerine kolluk tarafından yapılan araştırma sonucu düzenlenen 20.04.2015 tarihli tutanakta ve muhtarlık kaydında ...isimli kişinin tespit edilememesi sebebiyle 13.03.2013 tarihli tebligat usulsüz sayılmış ve sanık müdafiinin temyizinin süresinde yapıldığının kabulü ile temyizin yasal süre geçtikten sonra yapıldığından bahisle sanığın temyiz isteminin reddine ilişkin usulsüz olarak verilen 02.07.2013 günlü ek karar kaldırılarak yapılan incelemede;1-Sanığın katılanla aralarındaki ticari ilişkiye istinaden katılana verdiği 29.02.2012 ve 31.08.2012 keşide tarihli iki adet çekin sahte olduğu iddiası ile açılan kamu davasında; katılanın suça konu çeklerin sahte olduğu yönündeki beyanı dışında çeklerin sahte olduğuna ilişkin dosya kapsamında herhangi bir tespit bulunmadığı, asılları dosya içerisinde bulunmayan çeklerin mahkemece aldatma kabiliyeti hususunda bir değerlendirme yapılmadığı, sanığın çekleri katılanın babası ...'nin talebi üzerine hatır çeki olarak ... isimli şahıstan imzalı bir şekilde aldığını, üst kısımlarını kendisinin doldurduğunu ve aynı tarihte katılana verdiğini, çeklerin sahte olduğunu bilmediğini savunması karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi bakımından; çeklerde keşideci olarak görünen şirket yetkililerinin tespit edilip usulünce dinlenmesi, belgelerde sahtecilik suçlarında aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdiri hakime ait olduğu cihetle, suça konu çek asılları araştırılıp celp edilerek incelenmek suretiyle, özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması ve denetime olanak verecek şekilde çek asıllarının dosya içine konulması, yasal unsurları taşıyıp taşımadığı, aldatma yeteneğinin ne şekilde gerçekleştiğinin karar yerinde tartışılması, katılanın babası ...'nin tanık sıfatıyla beyanına başvurularak çeklerin sanıktan hangi amaçla, ne şekilde temin edildiğinin ayrıntılı olarak sorulması ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,2-Kabule göre de; a-5237 sayılı TCK'nun 43. maddesinde, "değişik zamanlarda" denilmesi karşısında; aynı anda gerçekleşen fiillerde zincirleme suça ilişkin hükümlerin uygulanma olanağı bulunmadığı, ancak belge sayısının TCK'nun 61. maddesi uyarınca temel cezanın tayininde nazara alınması gerektiğinden, sanığın aynı tarihte 2 adet sahte çek düzenleyip katılana vermesi olayında, zincirleme suç hükmünün uygulanma olanağının bulunmadığı gözetilmeden, TCK'nun 43. maddesinin uygulanması suretiyle fazla ceza tayini, b-5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan yoksunluğun sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar diğer haklar yönünden infazın tamamlanmasına kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizliğinin Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,Bozmayı gerektirmiş, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 30.01.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.