Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4866 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 20956 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılıkHÜKÜM : MahkumiyetGerekçeli kararda yanlış gösterilen suç tarihinin 08.11.2004 olarak mahallinde düzeltilmesi mümkün görülmüştür.I- Sanığın “resmi belgede sahtecilik” suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde:Sanığın suça konu 2 adet bonoyu sahte düzenleyip kullandığı gerekçesiyle açılan kamu davasında; sanığın suça konu bonoları farklı zamanlarda kullandığına dair delilin bulunmaması ve 5237 sayılı TCK'nun 43. maddesinde, 765 sayılı TCK'nun 80. maddesinden farklı olarak "değişik zamanlarda" denilmesi karşısında; sanık hakkında 765 sayılı TCK'nun 80. maddesinin uygulanma olanağı bulunmasına karşın 5237 sayılı TCK'nun 43. maddesinin uygulanma olanağı bulunmadığı cihetle; 5252 sayılı Kanunun 9/3. maddesi uyarınca 765 sayılı Yasanın 342/1, 80 ve 5237 sayılı Yasanın 204/1. maddeleri gereğince lehe yasa karşılaştırmasının yapılması gerektiği gözetilmeden; yazılı şekilde 5237 sayılı TCK'nun lehe olduğunun kabulü ile karar verilmiş ise de; netice olarak mahkemenin uygulaması doğru olduğundan bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin tahkikat neticelerine uygun olarak tecelli eden kanaat ve takdirine, tetkik olunan dosya içeriğine göre sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine; ancak:5237 sayılı Yasanın 53. maddesinin 1. fıkrasının c bendinde yer alan hak yoksunluğunun, aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilen hükümlünün kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından koşullu salıverilmeye kadar uygulanabileceği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması, Yasaya aykırı ise de; yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 322. maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından 5237 sayılı Yasanın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün çıkartılarak, yerine, "53. maddenin 3. fıkrası uyarınca 1. fıkranın c bendinde yer alan kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından koşullu salıverilme tarihine, 1. fıkranın diğer bentlerinde yazılı haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına" denilmek suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün istem gibi DÜZELTİLEREK ONANMASINA,II- Sanığın “dolandırıcılık” suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ise:5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5349 sayılı Kanunla değişik 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; sanığa yüklenen “ dolandırıcılık” suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve sanık lehine olan 765 sayılı TCK’nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının suçun işlendiği 08.11.2004 tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeksizin hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken, 1412 sayılı CMUK’nun 321 maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı Yasanın 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK’nun 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMK’nun 223/8. maddeleri gereğince istem gibi DÜŞÜRÜLMESİNE, 17.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.