Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 467 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 6356 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Resmi belgede sahtecilikHÜKÜM : Mahkumiyet 1- Sanık ...'nin, kardeşi ...'nin kimliğini kullanarak, onun adına ... Noterliğinde 12/04/2011 tarih ve 13090 yevmiye numaralı “Araç Satış Sözleşmesi” düzenlemek sureti ile resmi belgede sahtecilik suçunu işlediği iddia olunan kamu davasında; sanığın aşamalarda suçlamayı kabul etmediği savunması karşısında, gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılabilmesi bakımından, ilgili noterden bu belge aslının ve eklerinin araştırılarak, suça konu belgedeki imzanın sanığa veya ...’ye ait olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yapılması, notere ibraz edilen ...’ye ait nüfus cüzdanı fotokopisinin ...’e ait olup olmadığının araştırılması ve ayrıca araç satış sözleşmesinde satıcı olarak ismi yazılı olan ...'in, alıcı olarak gözüken ...'nin tanık olarak dinlenmesinden sonra tanık anlatımları arasında çelişki bulunması halinde çelişkilerin giderilmeye çalışılması, giderilemediği takdirde de hangi anlatıma hangi gerekçeyle üstünlük tanındığı açıklanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiğini gözetilmeden, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi;2- Kabule göre de;a- Suça konu belgenin, düzenleme şeklindeki noterlik işlemlerinden olduğunun anlaşılması karşısında, sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli belgelerden olması nedeniyle TCK'nın 204/3. maddesi uyarınca cezanın arttırılmasının gerekliliği, b- Gerekçeli karar başlığında suç tarihi olarak suça konu araç satış sözleşmesinin düzenlendiği “12.04.2011” tarihi yazılması gerekirken “30.03.2011” şeklinde yanlış gösterilmesi,c- Tekerrüre esas sabıkası nedeniyle sanık hakkında TCK'nun 58. maddesi gereğince mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, yasaya aykırı,d- 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, Cumhuriyet savcısının ve sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 30.01.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.