Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 461 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 14747 - Esas Yıl 2014
Tebliğname No : 11 - 2013/176014MAHKEMESİ : İstanbul 50. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 17/01/2013NUMARASI : 2010/122 (E) ve 2013/12 (K)Suç : Resmi belgede sahtecilikKatılan'ın şahsi hesabına ait olup, bankaya iade etmesi için verdiği çekleri şirketinin müdürü sanık M.. C..'ın bankaya iade etmek yerine doldurup, katılanın gayri resmi ortağı Y.. O..'a imzalatmak suretiyle tedavüle çıkardığının iddia edildiği olayda, sanıklardan Y.. O..'ın, katılanın bilgisi dahilinde M.. C..'ın imzalayarak kendisine verdiği çekleri ciro ederek kumaş aldığını, M.. C..'ın ise, çek üzerindeki yazı ve rakamların kendisine ait olduğunu savunması, bilirkişi tarafından çek fotokopileri üzerinden imza incelemesinin yapıldığının anlaşılması karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek bir biçimde belirlenebilmesi için, belgelerde sahtecilik suçlarında aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdiri hakime ait olduğu cihetle, suça konu belge asılları getirtilerek incelenmek suretiyle, özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması ve denetime olanak verecek şekilde dosya içine konulması ile, çeklerdeki cirantaların dinlenerek, katılana ait çeklerin, suç tarihlerinde, rızası dahilinde sanıklar tarafından imzalanıp imzalanmadığı araştırılarak, bu çeklerin yer aldığı çek defterindeki diğer çeklerdeki keşideci imzalarının somut olaya benzer şekilde atılıp atılmadıkları, herhangi birinin imza veya borcuna itiraz edilip edilmediği ile kimin tarafından, hangi hesaptan ödendikleri tespit edildikten ve gerekli görüldüğü takdirde yeniden yazı ve imza incelemesi yaptırıldıktan sonra, çeklerin rıza dahilinde keşide edildiğinin anlaşılması halinde, ayrıntısı Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 30.03.1992 gün ve 80/98 sayılı kararında da belirtildiği üzere, belgede sahtecilik suçlarında, önceden verilen rıza üzerine borçlu yerine onun imzasının atılmasında zarar verme bilinç ve iradesi ile hareket edilmediğinden suç kastından söz edilemeyeceği, rızanın açık veya zımni olabileceği de gözetilerek, bütün deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hukuki durumlarının takdir ve tayini gerekirken eksik soruşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,Yasaya aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 21.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.