MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Resmi belgede sahtecilik, dolandırıcılık HÜKÜM : 1- Resmi belgede sahtecilik suçundan; 765 sayılı TCK'nun 342/1, 80. maddeleri uyarınca 2 yıl 4 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, 2- Dolandırıcılık suçundan; 765 sayılı TCK'nun 503/ilk, 522. maddeleri uyarınca 1 yıl 4 ay hapis ve 43.685,00 TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına, 3- 28/02/2008 tarihli ek karar ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına, Sanığa kanunun gösterdiği usullere göre önceden yapılmış bir tebligat bulunmaması nedeniyle Tebligat Kanununun 35. maddesi uyarınca sonradan yapılan tebligat usulsüz olduğundan temyizin süresinde kabulü ile yapılan incelemede gereği görüşüldü; I- Sanık müdafıinin dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet kararına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; sanığa yüklenen “dolandırıcılık” suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 sayılı TCK'nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının, yüklenen suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta aynı Kanunun 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanık hakkında dolandırıcılık suçundan açılan kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK'nun 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMK’nun 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE,II- Sanık müdafiinin "resmi belgede sahtecilik" suçundan verilen mahkumiyet kararına yönelik temyiz itirazlarına gelince;Sanığın suça konu iki adet çekin arka yüzünde ... adına sahte ciro işlemi yaparak katılandan üç adet kan sayım cihazı aldığının iddia edilmesi,... Şti. yetkilisi ...'ın sanığın kendi şirketinde çalışan personel olduğunu doğrulaması, alınan cihazların şirket fa...yeti ile doğrudan ilgili olması ve çeklerde keşideci görünen ... Ltd. Şti. yetkilisi ... 'na tespit edilen adreslerden ulaşılamaması nedeniyle çeklerin gerçekten bu şirket tarafından... Şti. lehine keşide edilip edilmediğinin belirlenememesi karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti bakımından, ...'ın yeniden tanık sıfatıyla duruşmaya çağrılarak bu çeklerin suç tarihi öncesinde...Şti. tarafından verilen çeklerden olup olmadığı, katılandan alınan kan sayım cihazlarının şirket tarafından satışa sunulup sunulmadığı veya kullanılıp kullanılmadığı hususlarında ayrıntılı olarak dinlenmesi, gerekirse şirket kayıtlarının incelenmesi, ... Ltd. Şti. aleyhine de yürütüldüğü anlaşılan icra takip dosyasının getirtilerek takibe itiraz edilip edilmediğinin belirlenmesi, çeklerin ön ve arka yüzündeki yazı ve imzaların sanığın eli ürünü olup olmadığının tespiti yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılması ve toplanan deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre sübuta dair delillerin nelerden ibaret olduğunun karar yerinde açıkça irdelenmesi suretiyle hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,2- Kabule göre de;5237 sayılı TCK'nun 43. maddesinin, 765 sayılı TCK'nun 80. maddesinden farklı olarak; “Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda ya da aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi” durumunda zincirleme suç hükümlerinin uygulanması mümkün olup, somut olayda çeklerin farklı tarihlerde düzenlendiklerine ilişkin delil bulunmaması karşısında aynı anda düzenlendiklerinin kabulü gerektiği cihetle, 765 sayılı Yasanın aksine, 5237 sayılı Yasanın zincirleme suça ilişkin hükmünün uygulanamayacak olması nedeniyle sanık lehine olduğunun gözetilmemesi,Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 12.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.