MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs, değişen suç vasfına göre resmi belgenin suretinde sahtecilikHÜKÜM : Sanıkların her iki suçtan beraatineSanık ... hakkında, 18.09.2003 tarihli iddianameye konu "nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs" suçundan açılan dava ile ilgili mahallinde karar verilmesi mümkün görülmüştür. DGD başvurusuna konu belgelerin 765 sayılı TCK’nun 355 ve 356. maddesindeki şahadetname niteliğinde belgelerden olduğu; sanıklardan ...'in, diğer sanıkla birlikte hareketle, ölü olan babası ....'in nüfus kayıt örneği üzerinde tahrifat yaparak O'nu sağ gibi göstermekten ibaret eyleminin ise 765 sayılı TCK.nun 342/3. maddesindeki "resmi belgenin suretinde sahtecilik" suçu kapsamında kaldığı değerlendirilerek yapılan incelemede;5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5349 sayılı Kanunla değişik 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü uyarınca; sanık ...'e yüklenen “nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs” ve her iki sanığa yüklenen değişen suç vasfına göre “resmi belgenin suretinde sahtecilik” suçlarının yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabii olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 sayılı TCK’nun 102/4. maddesinde öngörülen 5 yıllık asli zamanaşımının, kesici son işlem olan sanıkların sorgularının yapıldığı 25.12.2003 ve 09.02.2004 tarihlerinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken, 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta aynı Yasanın 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan sanıklar hakkındaki kamu davalarının gerçekleşen asli zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK.nun 102/4 ve 5271 sayılı CMK.nun 223/8. maddeleri gereğince DÜŞÜRÜLMESİNE, 11.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.