Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 407 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 7355 - Esas Yıl 2015
Tebliğname No : 11 - 2014/121019MAHKEMESİ : Düzce 4. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 24/12/2013NUMARASI : 2013/101 (E) ve 2013/879 (K)Suç : Özel belgede sahtecilik I- Sanık M.. Y..’un temyiz itirazlarının incelenmesinde;Sanığın, yokluğunda verilip mernis adresine 22.01.2014 günü Tebligat Kanununun 21/2. maddesine uygun olarak tebliğ edilen hükmü, karar tarihinde yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK.nun 310. maddesinde belirlenen bir haftalık yasal süresinden sonra 04.02.2014 havale tarihli dilekçe ile temyiz ettiğinin anlaşılmış olması karşısında; sanığın vaki temyiz isteminin, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 317. maddesi uyarınca REDDİNE,II- Sanık A.. Ö..’un temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak:Hükümden sonra 19.02.2014 tarih ve 28918 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 6518 sayılı Kanunun 104 ve 105. maddeleri ile değişik 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 63. maddesinin 10. fıkrası ile yaptırıma bağlanan aynı Kanunun 56. maddesinin 4. fıkrasındaki "Kişinin bilgisi ve rızası dışında işletmeci veya adına iş yapan temsilcisi tarafından abonelik tesisi, işlemi veya elektronik kimlik bilgisini haiz cihazların kayıt işlemi yapılamaz ve yaptırılamaz, bu amaçla gerçeğe aykırı evrak düzenlenemez, evrakta değişiklik yapılamaz ve bunlar kullanılamaz" ve 5. fıkrasındaki "Gerçeğe aykırı evrak düzenlemek veya değiştirmek suretiyle kişinin bilgi ve rızası dışında tesis edilmiş olan abonelikler kullanılamaz" hükümleri ile TCK'nun 7. maddesi karşısında; özel hüküm niteliğinde bulunup lehe olan ve ön ödeme önerisi gerektiren sanığın eyleminin yeniden değerlendirilmesinde ve,5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 20.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.