MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : İkna suretiyle irtikap, resmi belgede sahtecilik, görevi kötüye kullanmakHÜKÜM : Mahkumiyet, beraat, redHükmolunan cezaların sürelerine göre koşulları oluşmadığından sanık müdafiinin, incelemenin duruşmalı olarak yapılması isteminin, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 318.maddesi uyarınca reddine karar verilmiş, iddianamenin mağdurlar bölümünde 15 ve 38. sıralarda isimleri yer alan ... oğlu ... ile ... oğlu ...'in isimleri gerekçeli kararda gösterilmemiş ise de, mahallinde mahkemece yazılması mümkün görülmüştür. I-)Davadan ve duruşma gününden usulüne uygun biçimde haberdar edilmesine rağmen duruşmaya katılmayan ve CMK.nun 237. maddesine uygun biçimde talepte bulunup katılan sıfatını almayan, ... Müdürlüğü ve ... adına vekilinin vaki temyiz isteminin, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 317. maddesi uyarınca REDDİNE, II-)Sanık ve müdafiinin “kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği ve görevi kötüye kullanmak” suçları ile hüküm fıkrasının (B) bendinin 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 11, 12, 15. alt bendlerindeki “ikna yoluyla irtikap” suçlarından verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik temyizleri üzerine yapılan incelemede;Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığa yüklenen “kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği ve görevi kötüye kullanma” suçları ile hüküm fıkrasının (B) bendinin 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 11, 12, 15. bendlerindeki "ikna suretiyle irtikap” suçlarının sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde vasıfları tayin edilmiş, cezaları artırıcı ve azaltıcı sebeplerin nitelik ve dereceleri takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş ve incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde bir isabetsizlik görülmediğinden, sanık ve müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hüküm fıkrasının -C- bendindeki “kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği”, (D) bendindeki “görevi kötüye kullanma” suçları ile -B- bendinin 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 11, 12, 15. alt bendlerindeki “ikna suretiyle irtikap” suçlarından verilen mahkumiyet hükümlerinin istem gibi ONANMASINA, III-)Sanık ve müdafiinin, mağdurlar ... (iddianamenin A-13, hüküm fıkrasının B-10 bendindeki mağdur), ... (iddianamenin A-17, hüküm fıkrasının B-13 bendindeki mağdur) ve ...'a (iddianamenin A-18, hüküm fıkrasının B-14 bendindeki mağdur) yönelik “ikna suretiyle irtikap” suçlarından verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik temyizlerine gelince;Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, sanık ve müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak:İkna suretiyle irtikap suçunun oluşabilmesi için kamu görevlisinin, görev ve yetki alanına giren bir işlemi yaparken veya o işlemi yapabilecek durumda iken, görevinin kendisine sağladığı güveni kötüye kullanmak suretiyle ve gerçekleştirdiği hileli davranışlarla mağduru ikna ederek yarar sağlaması, mağdurun da yapılan işin kamu görevlisinin görev ve yetki alanına girmediğini bilmemesi veya bilebilecek durumda olmaması gerekir. Diğer bir deyişle mağdur, kamu görevlisinin haksız yarar sağlamasına konu işi yapma yetkisi olmadığını bilmesi ya da bilebilecek durumda olması halinde eylem, ikna suretiyle irtikap suçunu oluşturmayacaktır.Bu açıklamalar ışığında somut olaylara bakıldığında; sanığın mağdur ...'dan, onun adına bankaya yatırmak üzere 100 TL, ... ile ...'dan ise, “Kastamonu'ya gideceğim, sizin adınıza ben yatırırım” diyerek 250 ve 360 TL parayı, zorunlu deprem sigortası (DASK) parası adı altında almasından ibaret olaylarda, mağdur ...'ın, sanığın tapu harcını tahsil etme yetkisinin olmadığını, harcın maliyeye ya da anlaşmalı bankaya yatırılması gerektiğini, diğer mağdurlar ... ile ...'ın ise, sanığın zorunlu deprem sigortası (DASK) yapma ve primini tahsil etme yetkisinin olmadığını, primlerin Kastamonu'da yatırılacağını bildikleri ya da bilebilecek durumda olup olmadıkları araştırılarak, eylemlerinin, “emniyeti suistimal” ya da “ikna suretiyle irtikap” suçlarından hangisini oluşturacağının karar yerinde tartışılmasından sonra, mağdurlarının şikayetçi olup olmadıkları da dikkate alınarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden, eksik soruşturma ile yazılı şekilde uygulama yapılması,Yasaya aykırı, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hüküm fıkrasının B-10, B-13 ve B-14. alt bendlerindeki mahkumiyet hükümlerinin, bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 13.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.