Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3935 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 20324 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılıkHÜKÜM : MahkumiyetSanık müdafîinin duruşmalı inceleme isteminin hükmolunan cezanın türü ve süresine göre koşulları bulunmadığından 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 318. maddesi uyarınca reddine karar verildikten sonra gereği görüşüldü: I- Sanığa yüklenen “resmi belgede sahtecilik” suçundan kurulan hükme yönelen müdafîinin temyiz itirazlarının yapılan incelemesinde; Sanığa yüklenen resmi belgede sahtecilik suçunun, adlarına sahte evrak düzenlenen gerçek kişi sayısınca oluşacağı gözetilmeden, yazılı şekilde uygulama ile eksik ceza tayini aleyhe temyiz olmadığından bozma sebebi yapılmamıştır.Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanıkların suçlarının sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin, cezayı arttırıcı sebebin nitelik ve derecesi ile azaltıcı bir sebep bulunmadığı takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde eleştiri dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan sanık müdafîinin bir sebebe dayanmayan ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA,II- Sanık hakkında “dolandırıcılık” suçundan kurulan hükme yönelen müdafîinin temyiz itirazlar??na gelince; Dolandırıcılık suçunun bankanın maddi varlığı olan çek kullanılmak suretiyle işlendiğinin iddia ve kabul olunması karşısında; eylemin suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK’nun 504/3 (5237 sayılı TCK’nun 158/1-f) maddesinde öngörülen nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturduğunun gözetilmemesi yasaya aykırı ise de;5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; sanığa yüklenen “nitelikli dolandırıcılık” suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 sayılı TCK’nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının, suçun işlendiği tarihten, temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış ve sanık müdafîinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Yasanın 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK.nun 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMUK.nun 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE, 04.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.