Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 3853 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 22253 - Esas Yıl 2012
MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Sahtecilik, dolandırıcılık, görevi kötüye kullanmakHÜKÜM : Sanıklar ... ve ... hakkında, sahtecilik suçundan: Beraat Dolandırıcılık suçundan: Düşme Görevi kötüye kullanma I- Sanıklar ..., ..., ..., ..., Yavuz ve ... hakkında nitelikli dolandırıcılık, sanıklar ... ve ... haklarında görevi kötüye kullanma suçları, sanık ... hakkında resmi belgede sahtecilik suçu yönünden kurulan hükümlere yönelik katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; Eczacı olan sanık ...' ün suça konu 27.04.2000 tarihli reçeteyi sanık ... ' nin getirip kuruma fatura ettiği yönündeki beyanları, soruşturma raporunda yer alan eczanenin muvazaalı olarak Yavuz tarafından işletildiği, sanığın suça konu reçeteye ilişkin faturayı kuruma ibraz etmediği ve kurumu zarara uğratmadığı yönündeki tespitler, sanık ... tarafından düzenlenip iptal edildiği belirtilen 24.05.2000 tarihli iptal edilen fatura sureti ve sonradan ibraz edilen 05.08.2000 tarihli fatura ile faturalardaki imzaların farklı olduğunun bariz şekilde görülmesi ve tüm dosya kapsamına göre, sanık ... yönünden resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik bulunmadığından tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.Sanık ... hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan açılan kamu davasında, elde edilen delillerin hükümlülüğe yeter nitelik ve derecede bulunmadığı, sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., Yavuz hakkında ise 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; yüklenen “ nitelikli dolandırıcılık ve görevi kötüye kullanma” suçlarının yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve sanıklar lehine olan 765 sayılı TCK.nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının, suç tarihlerinden hüküm tarihine kadar gerçekleştiğinden kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşürülmesi gerektiği gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,II- Sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında memurun resmi belgede sahteciliği suçlarından kurulan hükümlere yönelik katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; sanıklara yüklenen "memurun resmi belgede sahteciliği" suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 sayılı TCK’nun 102/3. maddesinde öngörülen asli dava zamanaşımının, sanıklar hakkında kesici son işlem olan sorgularının yapıldığı en aleyhe 09.12.2003 tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükümlerin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta aynı Kanunun 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanıklar hakkındaki kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK'nun 102/3 ve 5271 sayılı CMK’nun 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE, III- Sanık ... hakkında resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından, sanık ... hakkında ise resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hükümlere yönelik katılan vekilinin temyiz itirazlarına gelince; Sanık ...' ın UYAP kanalıyla mernis üzerinden temin edilen nüfus kayıt örneğine göre, hükümden önce 19.10.2007 tarihinde öldüğü ve TCK'nun 64. maddesi uyarınca ölüm nedeniyle düşme kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde zamanaşımı nedeniyle düşme ve beraat kararı verilmesi, Sanık ... ' nin ise doktor olan ve beraat kararı verilen diğer sanıkların hastaları görmeden reçete düzenleme ve hastaların kullanmadıkları ilaçları reçetelere yazma şeklinde gelişen zincirleme şekilde memurun resmi evrakta sahteciliği eylemlerine, tanık beyanları, sanık savunmaları, soruşturma raporları ve dosya kapsamında bulunan suça konu reçetelere göre iştirak ettiği gözetilmeden cezalandırılması yerine yazılı gerekçe ile beraatine karar verilmesi, Yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 04.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.