MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Özel belgede sahtecilikHÜKÜM : MahkumiyetYapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine incelenen dosya içeriğine göre sanık müdafii ve Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak:1- Hükümden sonra 19.02.2014 tarih ve 28918 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 6518 sayılı Kanunun 104 ve 105. maddeleri ile değişik 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 63. maddesinin 10. fıkrası ile yaptırıma bağlanan 56. maddesinin 4. fıkrasındaki "Kişinin bilgisi ve rızası dışında işletmeci veya adına iş yapan temsilcisi tarafından abonelik tesisi, işlemi veya elektronik kimlik bilgisini haiz cihazların kayıt işlemi yapılamaz ve yaptırılamaz, bu amaçla gerçeğe aykırı evrak düzenlenemez, evrakta değişiklik yapılamaz ve bunlar kullanılamaz" ve 5. fıkrasındaki "Gerçeğe aykırı evrak düzenlemek veya değiştirmek suretiyle kişinin bilgi ve rızası dışında tesis edilmiş olan abonelikler kullanılamaz" hükmü karşısında; özel hüküm niteliğinde bulunan ve lehe olan 5809 sayılı Kanun hükümlerine göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Kabule göre de;2- Sanık hakkında geçmişteki hali, yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dikkate alınarak bir daha suç işlemeyeceğine dair mahkemeye kanaat geldiği gerekçesi ile cezasının ertelenmesine karar verildiği halde, geçmişteki hali ve kişilik özellikleri dikkate alınarak CMK'nın 231. maddesi hükümlerinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilerek hükmün gerekçelerinde çelişkiye neden olunması,3- Güvenlik tedbiri olması nedeniyle kazanılmış hak oluşturmayacağından, 1 yıl 15 gün hapis cezasına mahkum edilen ve bu cezası ertelenen sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nun 51/3. maddesi uyarınca en az ceza süresi kadar bir denetim süresi belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,4- Hükmolunan erteli hapis cezasının uzun süreli olduğu gözetilmeden 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinin 3. fıkrası gereğince aynı maddenin 1. fıkrasında yazılı hak yoksunluklarına hükmedilmemesi,Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafii ve Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 18.01.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.