Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3538 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 19733 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Niteliklik dolandırıcılık, Resmi belgede sahtecilikHÜKÜM : 765 sayılı TCK'nun 342/1 maddesi gereğince sanığın 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılması, 5237 sayılı TCK'nun 158/1-f,52/2 maddeleri gereğince sanığın 2 yıl 6 ay hapis ve 2.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasınaI-Dolandırıcılık suçundna kurulan hükme ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; sanığa yüklenen “dolandırıcılık” suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 sayılı TCK'nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının, suç tarihinden, temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Yasanın 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK'nun 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMK'nun 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNEII-Resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hükme ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;1)Beraat eden sanık ...'ın alınan beyanında “ ... kimliğiyle bana çeki veren kişi huzurda bulunan .... Sanık ..., ... ile benim yanıma geldi. ..., sanık ... için ben kendisini daha önce tanımadığım için ... kimliği ile tanıttı...Ayrıca sanık ... bana mavi ... arabası vardı. Onu da verecekti. Bende ona daire verecektim. ...Bana yapacağımız araba ve daire alışverişlerinde hesaplaşmak üzere iki adet çeki o şekilde verdi.... Ve sonra bir daha geriye gelmedi. Ben çeklerden birisini ...'a verdim. O çekin değeri 5700 TL.idi. Ben ondan kurban aldım. ...'a benim 1500 TL. borcum kaldı. ... bana bu 5700 TL.lik ve 3500 TL.lik çekleri verdiği zaman çeklerin ön yüzü dolmuştu.... daha önceden çeki cirolamış. Benim yanımda yazıp imzalamadı. O şekilde verdi. bende ... benim kalfam olduğu için ona da inandım.”şeklinde ifade verdiği, sanık ... ise alınan savunmasında ...'ı tanıdığını, kendisinin hasmı olduğunu, kesinlikle çek vermediğini açıklaması karşısında;gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti açısından, sanık ... ile ...'ın imza ve yazı örnekleri temin edilip, tercihen suç tarihi ve öncesine ait tapu, maliye, belediye, zirai donatım kurumu, ilçe seçim kurulu ile tarım müdürlüğü, banka şubeleri gibi kurumlarda mevcut imza ve yazı örnekleri getirtilip mukayeseli imza incelemesi yaptırılarak suça konu çek üzerindeki imza ve yazıların sanık yada ...'ın eli ürünü olup olmadığı araştırılıp, ...'ın açık kimlik ve adres bilgileri yeniden araştırılarak tespiti halinde ...'ın açıklamaları doğrultusunda tanık sıfatıyla beyanının alınıp sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden, eksik soruşturmayla yazılı şekilde karar verilmesi,Kabule göre de;2) Resmi belgede sahtecilik suçunun yaptırımının, 765 sayılı TCK. nun 342. maddesinin 1. fıkrasında 2 yıldan 8 yıla kadar ağır hapis olup, 5237 sayılı TCK'nun nun 204. maddesinin 1. fıkrasında 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası şeklinde sanık lehine düzenleme yapıldığı, 765 sayılı TCK' nun 29. maddesinde yer alan ölçütlerin 5237 sayılı TCK'nun 61.maddesinde bu suçla ilgili olarak değişmediği, mahkemece karşılaştırma sırasında 765 sayılı Yasa uygulanırken 2 yıldan 8 yıla kadar olan ceza içinden 2 yıl 6 ay hapis cezasının tercih edildiği, 5237 sayılı Yasa ile üst sınırın aşağı çekilmesi ve temel cezanın tayinindeki ölçütlerin değişmemesi nedeniyle önceki cezadan daha az bir cezanın takdir ve tayin olunması gerektiğinin gözetilmemesi,3) Suça konu çekin akıbeti hakkında herhangi bir karar verilmemesi,Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 27.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.