MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilikHÜKÜM : 1-Nitelikli dolandırıcılık suçundan; 5237 sayılı TCK.nun 37/1. maddesi delaletiyle TCK.nun 158/1-e, 62 ve 52/2. maddelerince 1 yıl 8 ay hapis cezası ve 9.000 YTL A.P.C. Ayrıca TCK.nun 53/1. maddesi 2-Resmi belgede sahtecilik suçundan; 5237 sayılı TCK.nun 204/1, 43 ve 62. maddelerince 2 yıl 1 ay hapis cezası. Ayrıca TCK.nun 53/1 ve 63. maddeleriI- Sanık ... hakkında kurulan hükümlere yönelik müdafiinin temyiz itirazlarının yapılan incelemesinde; Sanık müdafiinin 28.06.2007 tarihinde tefhim olunan mahkumiyet hükümlerini 1412 sayılı CMUK'nun 310. maddesinde öngörülen bir haftalık yasal süresinden sonra 01.12.2011 havale tarihli dilekçe ile temyiz ettiği anlaşılmakla, vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 317. maddesi uyarınca istem gibi REDDİNE,II- Sanıklar ..., ... ve ... ... hakkında “nitelikli dolandırıcılık” suçundan kurulan hükümlere yönelik müdafiilerinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; sanıklara yüklenen “nitelikli dolandırıcılık” suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 sayılı TCK’nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımı, suçun işlendiği tarihten, temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış ve sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükümlerin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususta aynı Yasanın 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan sanıklar hakkındaki anılan suçtan açılan kamu davalarının gerçekleşen dava zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK’nun 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMK’nun 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE,III- Sanıklar ..., ... ve ... ... hakkında “resmi belgede sahtecilik” suçundan kurulan hükümlere yönelik müdafilerinin temyiz itirazlarının yapılan incelemesinde; 1- Sanıklar ... ve ... hakkında yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, soruşturma ve kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine göre sanıklar müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;Bir hukuki ilişkiye dayanan alacağın ispatı veya gerçek bir durumun belgelenmesi amacıyla belgede sahtecilik suçunun işlenmesi halinde daha az cezayı gerektiren hal olarak düzenlenen 765 sayılı TCK'nun 347. (5237 sayılı TCK’nun 211) maddesindeki hafifletici nedenin uygulanabilmesi için fail gerçek olan bir olayın kanıtlanmasını sağlamak amacıyla hareket etmiş olmalı, kanıtlanmak istenen olayın doğruluğu veya gerçekliği koşul olmayıp, failin iyi niyetle bu olayın doğruluğuna inanması yeterlidir. Buna göre somut olayda; sanıklardan ...'ın, babasından kendisine ve ailesine miras kalan taşınmazın üçüncü kişiye satılmasına, kardeşleri olan diğer mirasçıların rıza gösterdiklerini savunması, yargılama sırasında dinlenen ve adlarına sahte belgeler düzenlenen tanıklar ... ... ve ... ... beyanlarında, sanık ... ile birlikte mirasçısı oldukları taşınmazın devrine rıza gösterdiklerini belirtmeleri karşısında; olayda suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK'nun 347. (5237 sayılı TCK'nun 211.) maddesinin koşulları bulunup bulunmadığının karar yerinde tartışılarak sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının takdir ve tayini yerine eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,2- Sanık ...'nun, suç tarihinde diğer sanıklarla iştirak halinde resmi belgede sahtecilik suçunu işlediği iddiasıyla açılan davada; aşamalardaki savunmalarında; önceden tanıdığı ...'ın teklifi üzerine, adı geçene miras kalan taşınmazı bedelini ödeyerek satın aldığını, taşınmazın devrine esas belgelerdeki sahteciliği bilmediğini söylemesi, dosya kapsamında sanığın savunmasının aksini kanıtlayan delil bulunmadığının anlaşılması karşısında, yüklenen suçtan sanığın beraatine karar verilmesi gerekirken; soyut gerekçe ve hatalı değerlendirmelerle yazılı şekilde mahkumiyetine hükmolunması,Kabule göre de;3- İştirak halindeki sanıkların, sahte nüfus cüzdanı ile notere başvurarak sahte içerikli vekaletname düzenlettirmek ve bununla tapu müdürlüğünde taşınmaz devrini gerçekleştirmek şeklinde sübut bulan eylemlerinin 5237 sayılı TCK.nun 204/1-3, 43. (765 sayılı TCK'nun 342/2, 80) maddelerine uyan suçu oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,Yasaya aykırı, sanıklar müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 1 nolu bozma sebebinin CMUK.nun 325. maddesi uyarınca sanık ...'a da sirayet ettirilmesine, aleyhe temyiz bulunmadığından ceza miktarı itibariyle sanıkların kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 25.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.