Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 32128 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 10169 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Asliye Ceza MahkemesiSuç : Resmi belgede sahtecilik, dolandırıcılıkHÜKÜM : MahkumiyetI-Sanıklar hakkında dolandırıcılık suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararlara yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların 5560 sayılı Yasa ile değişik 5271 sayılı CMK'nun 231/12. maddesi uyarınca temyizinin mümkün olmayıp, itiraza tabi olduğu anlaşılmakla, sanık ... ve sanıklar müdafiinin vaki temyiz istemlerinin 5320 sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 317. maddesi uyarınca REDDİNE, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 264/2. maddesi uyarınca başvurunun, itiraz dilekçesi olarak kabulü ile gereğinin mahallinde takdir ve ifasına,II-Sanıklar hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hükümlere yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin tahkikat neticelerine uygun olarak tecelli eden kanaat ve takdirine, tetkik olunan dosya içeriğine göre sanık ... ve sanıklar müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;1-Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 08/06/2010 tarihli ve 2010/11-98, 143 sayılı kararında da belirtildiği üzere, 5237 sayılı TCK'nun 43/1. maddesinde düzenlenen, “değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi” ifadesi nedeniyle zincirleme suç hükümlerinin uygulanabilmesi için, bir kişiye karşı aynı suçların mutlaka değişik zamanlarda işlenmesi gerekli olup, somut olayda, belgelerin sanıklardan aynı anda ele geçirildiği, farklı tarihlerde düzenlendiğine dair de delil bulunmadığı cihetle; zincirleme suç hükümlerinin uygulanamayacağı, sanıkların eyleminin bütün halinde 5237 sayılı TCK'nun 204/1. maddesinde düzenlenen tek bir resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturacağı gözetilmeden, resmi belgede sahtecilik suçunun zincirleme olarak işlendiğinin kabulü ile yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi,2-Kabule göre de;Sanıkların, yalnızca kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar hak yoksunluğuna hükmedilebileceği gözetilmeden uygulanan TCK'nun 53. maddesinin, Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı ilamı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,Yasaya aykırı, sanık ... ve sanıklar müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 23/12/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.