Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3180 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 16359 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Resmi belgede sahtecilik, dolandırıcılıkHÜKÜM : 765 sayılı TCK'nun 342/1, 80. maddeleri gereğince 2 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5237 sayılı TCK'nun 157/1. maddesi gereğince 1 yıl hapis ve 28.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, 53/1-a-b-c-d-e maddelesindeki haklardan hapis cezasının infazının tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına, I- Sanık müdafiinin “dolandırıcılık” suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde:5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; sanığa yüklenen "dolandırıcılık" suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırları itibariyle tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 sayılı TCK'nun 102/4. maddesinde öngörülen asli dava zamanaşımının, son kesici işlem olan mahkumiyet kararının verildiği 10.10.2006 tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta aynı Kanunun 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanık hakkında açılan kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK'nun 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMK'nun 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE,II- Sanık müdafiinin “resmi belgede sahtecilik ” suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ise:1- Sanığın, müşteki... Şti'nin fiili ortağı olduğunu, kendisinin kredi konusunda sıkıntısının olması nedeniyle ... ... şirket ortağı olarak gösterildiğini, suça konu çeklerdeki yazı ve imzaların kendisine ait olduğunu, çek koçanının şirket müdürü ... ... tarafından kendisine verildiğini, ... şubesince verilen ... nolu çek hesabına ait koçandan bu şekilde birden fazla çek keşide ettiğini ve çeklerin müşteki şirket tarafından ödendiğini savunması, şirket ortakları tanıklar ... ... ve ... ... çek koçanının şirket kasasında durduğunu sanık tarafından nasıl ele geçirildiğini bilmediklerini beyan etmelerine rağmen, müşteki şirket vekilinin 28.10.2004 tarihli şikayet dilekçesinde şirkette yapılan tadilat nedeniyle çek koçanının sanığa ait yurdun kasasında saklanması için verildiğinin bildirilmesi, çeklerin arkasındaki ilk ciroların sanığa ait olması, suça konu çeklerin verildiği .... ... .... yetkilisi ile çekleri bankaya ibraz edip icra takibine koyan ... ... ... Ürünleri İnş.ve San. Tic. Ltd. Şti. yetkilisinin beyanları alınmadan kararın verilmiş olması karşısında; maddi gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından; suça konu çeklerin arkasında ciroları bulunan şirket yetkililerinin beyanları alınıp, suça konu çekleri kimden hangi ticari ilişki nedeniyle aldıkları sorulmadan, suça konu çek yapraklarının bulunduğu çek koçanının çalındığına veya kaybolduğuna ilişkin kolluk güçlerine ya da muhatap bankaya başvuru yapılıp yapılmadığı, aynı çek koçanında önce veya sonra benzer şekilde çek keşide edilip edilmediği ve çeklere dayalı olarak yapılan icra takiplerine itirazda bulunulup bulunulmadığı, muhatap bankaya ödeme yapılıp yapılmadığı araştırılıp sonucuna göre sanığın hukuki durumunun taktir ve tayini yerine yazılı şekilde eksik araştırma sonucu karar verilmesi,2- Kabul ve uygulamaya göre de; Suça konu farklı keşide tarihli çeklerin sanık tarafından aynı anda düzenlenip düzenlenmediği veya çeklerin arkasında cirosu bulunan şirkete aynı anda verilip verilmediği araştırılarak aynı anda düzenlenip/kullanıldığının belirlenmesi halinde, suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK'nun 80. maddesinin koşulları oluşmakta ise de, farklı bir düzenleme getiren 5237 sayılı TCK'nun 43. maddesinin “bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi” halinde uygulanabileceğinden teselsülün gerçekleşmeyeceği ancak bu hususun TCK'nun 61. maddesi uyarınca temel cezanın tayininde dikkate alınması gerektiği gözetilmeden 765 sayılı Yasanın 342/1 ve 80. maddeleri hükmünün, 5237 sayılı Yasanın 204/1 ve 43. maddeleri hükümlerine göre lehe olduğundan bahisle yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi gereğince istem gibi BOZULMASINA, 24.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.