Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 2979 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 19645 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSuç : Özel belgede sahtecilikHÜKÜM : Beraat1-Sanığın şikayetçi adına sahte abonelik sözleşmeleri düzenlemek suretiyle özel belgede sahtecilik suçunu işlediğinden bahisle hakkında açılan kamu davasında, suça konu sözleşmenin sanığın işyerinde düzenlendiğinin ve işyerinde çalışan kişilerin ....şirketinden öğrenilebileceğinin beyan edilmesi karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek biçimde belirlenmesi bakımından, sanığın işyerinde sözleşme tarihinde çalışan kişilerin isimlerinin bildirilmesinin istenmesi sanık ve bu kişilerin resmi kurumlardaki imza ve yazı örnekleri getirtilip, huzurda alınan yazı ve imza örnekleri ile birlikte suça konu abonelik sözleşmesi üzerindeki yazı ve imzaların sanık veya bu kişilerin eli ürünü olup olmadığının tespiti yönünden Adli Tıp Kurumu’ndan rapor alınması ve toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması 2– Suçun sübutu halinde, hükümden sonra 19.02.2014 tarih ve 28918 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 6518 sayılı Kanunun 104 ve 105. maddeleri ile değişik 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 63. maddesinin 10. fıkrası ile yaptırıma bağlanan aynı Kanunun 56. maddesinin 4. fıkrasındaki "Kişinin bilgisi ve rızası dışında işletmeci veya adına iş yapan temsilcisi tarafından abonelik tesisi, işlemi veya elektronik kimlik bilgisini haiz cihazların kayıt işlemi yapılamaz ve yaptırılamaz, bu amaçla gerçeğe aykırı evrak düzenlenemez, evrakta değişiklik yapılamaz ve bunlar kullanılamaz" ve 5. fıkrasındaki "Gerçeğe aykırı evrak düzenlemek veya değiştirmek suretiyle kişinin bilgi ve rızası dışında tesis edilmiş olan abonelikler kullanılamaz" hükümleri ve TCK.nun 7. maddesi karşısında; özel hüküm niteliğinde bulunup lehe olan ve önödeme önerisi gerektiren sanığın eyleminin yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca yugulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 31.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.