Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 2964 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 24138 - Esas Yıl 2012
MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilikHÜKÜM : MahkumiyetI- Sanığın "nitelikli dolandırıcılık" suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5349 sayılı kanunla değişik 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; sanığa yüklenen “nitelikli dolandırıcılık” suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 sayılı TCK'nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının, suç tarihi olan 24.09.2004 tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta aynı Yasanın 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle sanık hakkında açılan kamu davasının 765 sayılı TCK'nun 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMK'nun 223/8. maddeleri uyarınca istem gibi DÜŞÜRÜLMESİNE,II- Sanığın "resmi belgede sahtecilik" suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarına gelince;Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak:5237 sayılı TCK'nun 43/1. maddesinde, 765 sayılı Yasanın 80. maddesinden farklı olarak “değişik zamanlarda” denilmek suretiyle aynı anda işlenen eylemlerde zincirleme suça ilişkin hükümlerin uygulanma olanağının bulunmadığı, dosya kapsamına göre, katılan bankadan kullandığı kredi nedeniyle, hayali değişik kişiler adına gerçeğe aykırı senetler düzenleyip, aynı anda bankaya teslim etmekten ibaret eylemde, 765 sayılı Yasanın aksine, 5237 sayılı Yasanın zincirleme suça ilişkin hükmünün uygulanamayacağı, ancak bono sayısının TCK'nun 61. maddesi uyarınca temel cezanın tayininde nazara alınması gerektiği ve buna göre, kararın gerekçe bölümünde; 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9/3. maddesi uyarınca suç tarihinde yürürlükte bulunan765 sayılı Yasa ile sonradan yürürlüğe giren 5237 sayılı Yasanın ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle lehe Yasanın tespiti gerektiği gözetilmeden, uygulamalı karşılaştırma yapılmaksızın denetime olanak vermeyecek şekilde 765 sayılı TCK hükümlerinin lehe olduğundan bahisle yazılı şekilde hüküm kurulması,Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, ceza miktarı yönünden kazanılmış hakkın gözetilmesine 20.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.