Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2936 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 23092 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilikHÜKÜM : Sanık ... hakkında beraatine Diğer sanıklar hakkında; mahkumiyet I-Sanık ...'in resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyetine, sanık ...'nun resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından beraatine dair hükümlere yönelik olarak sanıklar müdafilerinin temyiz itirazlarının incelenmesinde: Sanık ... müdafiinin beraat hükmü nedeniyle müvekkili lehine vekalet ücreti verilmesi gerektiğine ilişkin temyiz istemiyle sınırlı olarak yapılan incelemede gereği görüşüldü: 21.02.2008 tarihli ilk hükümde sanık ... hakkında görevi kötüye kullanmak suçundan hükmolunan sonuç adli para cezası 4.287 lira olduğu halde, yeni hüküm kurulduğu sırada sanığın ceza miktarı itibariyle kazanılmış hakkı gözetilirken bu miktarın 4.277 lira olarak yazılması mahallinde düzeltilmesi mümkün yazım hatası kabul edilmiştir. Bozmaya uyularak yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre Sanık ... müdafiinin, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine; ancak: 1136 sayılı Kanun'un 168 ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13. maddesinin 5. fıkrası uyarınca, beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanık ... lehine maktu avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Yasaya aykırı ise de, yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasına "Sanığın kendisini vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 2.400 lira vekalet ücretinin hazineden alınıp sanık ...'na verilmesine” ibaresinin eklenmesi suretiyle sanık ... hakkındaki hükmün DÜZELTİLEREK, sanık ... hakkındaki hükmün ise doğrudan ONANMASINA, II-Sanıklar ..., ..., ...,...i ve ...'ın dolandırıcılık suçundan mahkumiyetlerine dair hükümlere yönelik müdafilerinin temyiz itirazlarına gelince; 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; yüklenen dolandırıcılık suçunun tabi olduğu suç tarihinde yürürlükte bulunan ve sanıklar lehine olan 765 sayılı TCK.nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının, en son suçun işlendiği 21.04.2005 tarihinden hüküm tarihine kadar gerçekleştiği ve kamu davasının düşürülmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması yasaya aykırı ve sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... müdafilerinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeksizin hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı Yasanın 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak sanıklar hakkında açılan kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK.nun 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMK’nun 223/8. maddeleri gereğince DÜŞÜRÜLMESİNE, 19.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.