Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 28620 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 19229 - Esas Yıl 2013





Tebliğname No : 11 - 2012/4960MAHKEMESİ : Ankara 18. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 13/10/2011NUMARASI : 2011/309 (E) ve 2011/970 (K)SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanmak I- Cumhuriyet savcısı ile sanığın “resmi belgede sahtecilik” suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;Yapılan duruşmaya toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak: Sanığın tekerrüre esas alınan, Ankara 10. Sulh Ceza Mahkemesinin 04/10/2007 tarih ve 2007/60-873 sayılı ilamı ile hükmolunan 5 ay hapis cezasını içerir hükümlülüğünün suç tarihi itibariyle kesinleşmemiş olması nedeniyle tekerrüre esas alınamayacağının gözetilmemesi,Yasaya aykırı, Cumhuriyet savcısı ile sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, sanık hakkında kurulan hüküm fıkrasından, TCK'nun 58. maddesinin tatbikine ilişkin paragraf çıkartılmak suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün istem gibi DÜZELTİLEREK ONANMASINA, II- Cumhuriyet savcısı ile sanığın “başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması” suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik temyiz itirazlarına gelince;1- 5237 sayılı TCK'nun 268. maddesinde tanımlanan suçun oluşabilmesi için sanığın işlediği suçtan dolayı kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimliği veya kimlik bilgilerini kullanmasının gerekeceği, sanığın da içinde bulunduğu ve uyuşturucu madde ele geçirilen aracın şüphe üzerine durdurulduğu sırada sanığın A..T.. adına düzenlenmiş, kendi fotoğrafı yapıştırılmış suça konu sürücü belgesini görevlilere ibraz etmekle birlikte polis merkezine intikal ettirileceklerinin söylendiği sırada ve sürücü belgesinin sahteliğinden şüphelenilmesi üzerine gerçek kimliğini beyan ettiği, hakkındaki bütün adli işlemlerin gerçek kimlik bilgileriyle yapıldığı, işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemediği, başkasının kimliğini ya da kimlik bilgilerini kullanarak kendisini suçsuz, diğer kişiyi ise işlemediği bir suçun faili olarak göstermediği ve 5237 sayılı TCK'nun 268. maddesinde düzenlenen suçun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,Kabule göre de;2- Sahte kimlik üretmek veya kullanmanın TCK'nun 267/2. maddesi kapsamında iftiranın “maddi eser ve delillerini uydurma” olarak kabul edilemeyeceği gözetilmeksizin, sanık hakkında tayin olunan cezanın TCK'nun 267/2. maddesi ile artırılması suretiyle fazla cezaya hükmolunması, 3- Sanığın tekerrüre esas alınan, Ankara 10. Sulh Ceza Mahkemesinin 04/10/2007 tarih ve 2007/60-873 sayılı ilamı ile hükmolunan 5 ay hapis cezasını içerir hükümlülüğünün suç tarihi itibariyle kesinleşmemiş olması nedeniyle tekerrüre esas alınamayacağının gözetilmemesi,Yasaya aykırı, Cumhuriyet savcısı ile sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 16.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.