MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Vergi usul kanununa muhalefetHÜKÜM : Mahkumiyet1- Sanığın 2010 ve 2011 takvim yıllarına ilişkin defter ve belgelerini vergi incelemesine ibraz etmediği iddiasıyla açılan davada, kendisinden defter ve belgelerin istenmediğini savunan sanığın yetkilisi olduğu şirket adresinin 23.03.2011 tarihli ortaklar kurulu kararı ile değiştirilmesine karar verilip, yeni adresin 30.03.2011 tarihinde ticaret siciline tescil edilerek 25.05.2011 tarihinde vergi dairesi müdürlüğüne bildirildiğinin anlaşılması karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti bakımından, defter ve belge isteme yazısının tebliğine ilişkin belgenin sanığa gösterilerek adına atılı imzanın kendisine ait olup olmadığının sorulması, inkarı halinde imzanın sanığa aidiyetinin araştırılması, tebliğ tarihinde bildirilen yeni adreste ticari faaliyete devam edilip edilmediğinin, hesapların dairede incelenmesine imkan veren 213 sayılı Yasanın 139/2. maddesindeki istisnalardan birinin varlığının önceden belirlenip belirlenmediğinin incelemeyi yapan vergi denetmeninden sorulması, işyeri dışında inceleme yapılmasına ilişkin bir tespiti varsa belgesinin dosyaya ibrazının istenmesinden sonra toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik soruşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,2- 5271 sayılı CMK'nun 225. maddesi uyarınca hükmün konusu, duruşmanın neticesine göre iddianamede gösterilen fiilden ibaret olup, kamu davasının kaçakçılık suçu raporu ve mütalaaya uygun olarak “2010 ve 2011 takvim yıllarında sahte fatura düzenlemek” suçundan açıldığı, “sahte fatura düzenlemek” ve “sahte fatura kullanmak” eylemlerinin birbirinden bağımsız ayrı suçları oluşturduğu gözetilmeden, iddianame konusu yapılmayan “sahte fatura kullanmak” suçundan da karar verilmesi suretiyle hükmün karıştırılması,3- Sahte fatura düzenlemek suçunda suçun maddi konusunun fatura olması, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 227. maddesinin 3. fıkrasındaki “Bu Kanuna göre kullanılan veya bu Kanunun Maliye ve Gümrük Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılır” şeklindeki düzenlemeye göre de faturaların Vergi Usul Kanununun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içermesinin gerekmesi, 2010 ve 2011 takvim yıllarında düzenlendiği iddia olunan faturaların dosya içine konulmadığının anlaşılması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi bakımından, suça konu fatura asılları veya onaylı suretlerinin temin edilip dosya arasına konulması, incelenerek kanunda öngörülen şekil şartlarını taşıyıp taşımadığının tespit edilmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken eksik kovuşturma ile yetinilerek mahkumiyet kararı verilmesi,4- Kabule göre de; a) Defter ve belgeleri ibraz etmemek suçu yönünden, 11.04.2012 olan suç tarihinin gerekçeli karar başlığında eksik gösterilmesi,b) 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,Bozmayı gerektirmiş, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aleyhe temyiz bulunmadığından kazanılmış hakların saklı tutulmasına, 16.01.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.