Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 280 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 23656 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Resmi belgede sahtecilikHÜKÜM : 28/10/2009 tarihli Asıl Karar: 5237 sayılı TCK.nun 204/1,43/1,62,53,63 maddeleri gereğince sanığın 2 yıl 1 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına. Denizli 1.Asliye Ceza Mahkemesi'nin 20/02/2012 tarih 2012/46 Değişik İş sayılı Kararı: Hükümlünün 17/01/2012, 23/01/2012 ve 06/02/2012 tarihli Eski hale getirme taleplerinin reddi. İtiraz Mercii Denizli 1.Ağır Ceza Mahkemesi'nin 19/03/2012 tarih 2012/180 Değişik İş sayılı kararı : Denizli 1.Asliye Ceza Mahkemesi'nin 20/02/2012 tarih 2012/46 Değişik İş sayılı Kararına yönelik itirazın reddine Denizli 1.Asliye Ceza Mahkemesi'nin 20/04/2012 tarih 2012/146 Değişik İş sayılı Kararı ,02/05/2012 tarih 2012/165 Değişik İş sayılı Kararı,23/05/2012 tarih 2012/174 Değişik İş sayılı Kararı : Eski hale getirme talebi hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına. Denizli 1.Asliye Ceza Mahkemesi'nin 18/07/2012 tarihli Ek Kararı :Eski Hale Getirme talebinin kabulüne, infazın durdurulmasına.Sanığın hükmün kendisine usulünce tebliğ olunmadığını beyan ile temyiz talebinde bulunduğu anlaşılmakla; 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi uyarınca yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nun 311. maddesi uyarınca eski hale getirme talebiyle birlikte temyiz talebinde de bulunulması halinde, inceleme merciinin Yargıtay'ın ilgili dairesi olduğu cihetle yapılan incelemede;Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14.04.2009 gün 214/98 sayılı ve benzer birçok kararında açıklandığı üzere gerek yüze karşı gerekse yoklukta verilen hüküm ve kararlarda başvurulabilecek yasa yolunun, süresinin, başvurulacak mercii ile başvuru şeklinin hiçbir duraksamaya yer vermeyecek biçimde açıkça belirtilmesi zorunludur. Yokluğunda verilen hükümde başlangıç süresi bakımından “tefhim” denilmek suretiyle sanığın yanıltıldığı anlaşılmakla; 17.01.2012 tarihli ilk temyiz dilekçesinin öğrenme üzerine süresinde verilmiş temyiz dilekçesi olarak kabulü gerektiği anlaşılmakla yapılan incelemede gereği görüşüldü:Sanığın ... ve ... adlarına düzenlenmiş sahte nüfus cüzdanı talep belgeleri ile nüfus idarelerinden alınmış sahte nüfus cüzdanlarını kullanmaktan ibaret eylemlerinin zincirleme şeklinde iki ayrı resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturacağı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması alehye temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin tahkikat neticelerine uygun olarak tecelli eden kanaat ve takdirine, tetkik olunan dosya içeriğine göre sanığın sair temyiz itirazlarının reddine; ancak:1- 5237 sayılı TCK’nun 53/3. maddesi gereğince aynı Yasanın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan hak yoksunluğunun sanığın kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık hakları yönünden koşullu salıverilmeye kadar uygulanabileceği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,2-Emanetin 2008-598 sırasında kayıtlı nüfus cüzdanlarının akıbeti hakkında herhangi bir karar verilmemesi,Yasaya aykırı; sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasındaki TCK'nun 53. maddesinin tatbikine ilişkin paragraf hükümden çıkartılarak yerine "5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkilerine ilişkin haklardan koşullu salıverilme tarihine, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına" denilmek ve hüküm fıkrasına “Emanetin 2008-598 sırasında kayıtlı nüfus cüzdanlarının dosyada delil olarak saklanmasına”cümlesinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 09.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.