Tebliğname No : 11 - 2015/142631MAHKEMESİ : Erdemli 1. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 24/01/2012NUMARASI : 2010/112 (E) ve 2012/38 (K)Suç : Resmi belgede sahtecilik, dolandırıcılık1-Katılanın senedin vade tarihi olan 12.06.2009 tarihinden bir gün önce vermiş olduğu şikayet dilekçesi ile S.. S..'dan aldığı minibüsü, araç için harcadığı 5000 TL'ye karşılık sanık Süleyman tarafından C.. K.. aracılığıyla gönderilen senet karşılığında C.. K.. ve B.. S..'e teslim ettiğini beyan etmesine, 11.02.2010 tarihinde alınan ifadesinde araç için harcadığı 7000 TL'nin 2000 TL'sinden vazgeçip 5000 TL karşılığında düzenlenen senedi tanık T.. N.. huzurunda dolu ve imzalı olarak teslim aldığını ifade etmesine rağmen, mahkeme huzurunda 5800 TL'lik bir senet aldığını beyan etmesi ve çelişkinin giderilmemesi, sanık S.. S..'ın araç alışverişini doğrulamasına karşın katılanın minibüsü çalıştırdığı dönemde para kazandığı ve bu nedenle bir borcu bulunmadığından katılana bir senet vermediğini savunarak suçlamayı reddetmesi, hakkında mahkumiyet kararı verildiği halde kararı temyiz etmeyen C.. K..'nun ise “ben sanığı ve katılanı tanımam. Olay günü yolda aracımla giderken iki kişinin kavga ettiğini gördüm, onları araladım, S.. D.. diye hitap edilen kişi bana bir zarf verdi ve yeğenim sen bizi kavga ettirmedin, sana bir zarf veriyorum bu zarfı götür Murat'a ver dedi, ben de yanında bulunan arkadaşım B.. S..'de olduğu halde S.. D..'dan zarfı alıp yolun karşısında bulunan M.. Ü..'a verdim.” şeklinde, soruşturma aşamasında ise “ben sadece arabada bekledim, B.. S.. zarfı verdi” şeklindeki anlatımı, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda borçlu imzasının S.. S..'a ait olmadığı, senedin ön yüzündeki 12 Haziran 2009, M.. Ü.., 15/05/2009 yazıları ile arka yüzündeki M.. Ü../ 0539 302 12 01 içerikli ciranta yazılarının M.. Ü..'a, kalan tüm yazılar ile borçlu imzasının C.. K..'na ait olduğunun belirtilerek katılanın ve C.. K..'nun beyanlarının aksine görüş belirtmesi, sanık Süleyman'ın aynı senet ile ilgili savcılığa başvurması ve eylemin hukuki ihtilaf kapsamında kaldığı belirtilerek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi bakımından öncelikle sanık S.. S..'ın aynı olaya ilişikin şikayetinin bulunduğu Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2009/23495 soruşturma numaralı dosyasının getirtilmesi, katılan ile C.. K..'nun kendi ifadeleri ve kriminal rapor içeriği arasındaki, tanık T.. N..'nin beyanı ile bilirkişi raporundaki çelişkinin giderilmesi, katılanın şikayet dilekçesinde ismi geçen B.. S..'ün açık kimlik ve adres bilgilerinin belirlenip tanık olarak ifadesine başvurulması, katılan, tanık ve sanık Cahit'in beyanları ile açıkça çelişen bilirkişi raporu nedeniyle tüm sanıkların değişik yerlerden temin edilecek imza ve yazı örnekleri ile yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılıp, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tespit edilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması, 2-Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Yalan belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun denetleme olanağını ortadan kaldırmalıdır. Kullanılan hile ile mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu kandırıcı davranışlarla yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Diğer yandan ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03.03.1998 gün ve 6/8-69 sayılı kararında açıklandığı üzere; önceden doğmuş bir zarar veya doğmuş bir borç için hileli davranışlarda bulunulması halinde zarar veya borç, kandırıcı nitelikteki davranışlar sonucu doğmayacağından dolandırıcılık suçunun oluşmayacağı gözetildiğinde; suça konu senedi katılan ile aralarındaki minibüs alım satımı nedeniyle verdiği iddia ve kabul edilen olayda; sanığın unsurları oluşmayan atılı dolandırıcılık suçundan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, dolandırıcılık suçu yönünden CMUK'nun 325. maddesi uyarınca bozmanın gerekçesine göre hükmü temyiz etmeyen sanık C.. K..'na da sirayetine ve bu sanık yönünden infazın durdurulmasına, bu konuda müzekkere yazılmasına, 16.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.