Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 26757 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 11785 - Esas Yıl 2013





Tebliğname No : 11 - 2011/356888MAHKEMESİ : Antalya 4. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 24/03/2011NUMARASI : 2010/138 (E) ve 2011/331 (K)SUÇ : Resmi belgede sahtecilikI- Sanık G.. D..'ün temyiz itirazlarının incelenmesinde;Yokluğunda verilen hükmün, 26.05.2011 tarihinde usulüne uygun şekilde sanığa tebliğ olunduğu, sanığın yasal süresinden sonra 08.06.2011 tarihinde hükmü temyiz ettiği anlaşıldığından, vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 317. maddesi uyarınca REDDİNE,II- Sanık S.. S..'nın temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; 1- Ayrıntısı Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 30.03.1992 gün ve 80/98 sayılı kararında da belirtildiği üzere, belgede sahtecilik suçlarında, önceden verilen rıza üzerine borçlu yerine onun imzasının atılmasında suç kastından söz edilemeyeceği, rızanın açık veya zımni olabileceği cihetle; sanık Güray'ın, eşi olan diğer sanık Seher'in adına kayıtlı işyerinde satılmak üzere telefon satın alınması sebebiyle doğan borca karşılık Seher'in bilgisi dahilinde suça konu çeki düzenlediği iddia ve kabul edilen olayda, Güray'ın aşamalarda ısrarla eşi olan Seher'in rızası ve bilgisi dahilinde davaya konu çeki Seher adına keşide ettiğini beyan etmesi, katılan Jale'nin aşamalarda, evlilik birliği devam ederken Kardelen ... Center ticaret ünvanı altında faaliyet gösteren Seher adına kayıtlı işyerinde satılmak üzere, ortağı olduğu şirketten cep telefonu satın alındıktan bir süre sonra suça konu çekin kargo ile şirkete gönderildiğini, yapılan alışveriş ile düzenlenen çekin Seher'in bilgisi dahilinde olduğunu ve işyerinde çalışan Atakan isimli şahsın kendisine "çeki eşinin de izniyle G.. D.. imzaladı" dediğini beyan etmesi karşısında; sanık Güray'ın diğer sanık Seher'in rızası ile suça konu çeki düzenlediğinin kabulü gerekeceği, sanığın üzerine atılı suçun kast unsuru yönünden oluşmadığı ve beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,Kabule göre de; 2- Sanık hakkında, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilirken, 5271 sayılı CMK’nun 231. maddesinde sayılan nesnel (objektif) ve öznel koşulların değerlendirilip buna ilişkin gerekçelerin gösterilmesi gerektiği, sanığın adli sicil kaydına göre suç tarihi itibariyle sabıkasız olduğu, dolayısıyla hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi için aranan 5271 sayılı CMK’nun 231/6-a maddesinde gösterilen, “kasıtlı suçtan mahkum olmama” nesnel (objektif) koşulunun bulunduğu, aynı Yasanın 231/6-c maddesinde gösterilen ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin nesnel (objektif) koşullardan bir diğeri olan suçun işlenmesi ile mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesinde esas alınacak zararın, kanaat getirici basit bir araştırmayla belirlenecek maddi zarar olduğu, somut olayda sanığa yüklenen suçtan dolayı doğrudan herhangi bir zarar doğmadığı ve tekrar suç işlemeyeceği kanaati ile cezasının ertelendiği de gözetilerek, sanık hakkında yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi, 3- Uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında TCK'nun 53. maddesinin 1. fıkrasının c bendinde yer alan hak yoksunluklarına, kendi alt soyu dışında kalan kişiler yönünden hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,Yasaya aykırı, sanık S.. S..'nın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 04.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.