... Bakanlığı... Genel Müdürlüğünün 02.02.2015 gün ve 2014-2633/7568 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 23.02.2015 gün ve KYB. 2015/55339 sayılı ihbarnamesi ile;Mühür bozma suçundan sanık ...'ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 203/1, 62 ve 52/2. maddeleri gereğince 3.000,00 Türk Lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, sanığın 5 yıl denetim süresine tabi tutulmasına dair ... Asliye Ceza Mahkemesinin 16/05/2014 tarihli ve 2013/818 Esas, 2014/373 Karar sayılı kararına yönelik müşteki şirket vekilinin itirazının kabulüne ilişkin mercii ... Ağır Ceza Mahkemesinin 18/07/2014 tarihli ve 2014/903 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosyanın incelenmesinde;Dosya kapsamına göre;1-Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 30/10/2013 tarihli ve 2012/11480 Esas, 2013/15670 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, özelleştirme uygulamaları sonucu elektrik dağıtım ve satışı işlemlerinin özel şirketlerce yapılmaya başlanması halinde bu şirketler tarafından konulmuş mühürlerin mühür bozma suçunun konusunu oluşturmayacağı, somut olayda sanığa elektrik dağıtım hizmeti sunan..ın 28/05/2013 tarihinde tamamen özelleştirildiği ve sayaçta yer alan mührün sanık tarafından 11/08/2011 tarihinde bozulmuş olması karşısında, müşteki şirketin katılan sıfatı bulunmadığı ve suçtan zarar görmediği cihetle, vekalet ücreti takdir edilmeyeceği gözetilerek itirazın reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde,2-Kabule göre de, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 271/2. maddesi uyarınca, itirazı yerinde gören merciin, aynı zamanda itiraz konusu hakkında da bir karar vermesinin gerekmesi karşısında, itirazın kabulüne mercii sıfatıyla karar veren ... Ağır Ceza Mahkemesi tarafından itiraz konusu hakkında herhangi bir karar verilmemesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca, anılan kararın bozulması istenilmiş olmakla, Dairemize gönderilen dosya incelenerek gereği görüşüldü:1. Mühür bozma suçunun fiil öğesi bağlamında hukuka aykırılık unsurunun oluşması için, mühürleme yetkisinin kanuni dayanağının bulunmasının zorunlu olduğu, ne özelleştirme uygulamaları hakkındaki 4046 sayılı Kanun'da, ne 20.02.2001 tarih ve 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile 14.03.2013 tarih ve 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'nda, ne de başka bir özel Yasada özelleştirme sonrasında özel şirketlere mühürleme yetkisi verildiğine ve buna aykırı davrananlar hakkında TCK'nun, 203. maddesi hükümlerinin uygulanacağına ilişkin bir hükme yer verilmediği, buna göre özel hukuk tüzel kişisi olarak kamusal yetki kullanma hakkı olmadığından, anayasa ve Kanuna dayalı kamusal yetkiyi kullanan bir makan tarafından konulmuş mühürleme işleminin bulunmaması nedeniyle, özelleştirme tarihinden sonra konulan mühürlerin bozulması halinde "mühür bozma" suçunun unsurları oluşmayacaktır. Bununla birlikte,...'nca Dairemize gönderilen 12.11.2013 tarih ve 29415146-2525 sayılı cevabi yazıda da belirtildiği üzere, 4046 sayılı Kanun'un 20/B maddesi gereğince, sermayelerinde bulunan kamu hisselerinin satışı yoluyla özelleştirilen şirketlerde, satışa konu hisseler tüm hak ve vecibeleri ile birlikte alıcılara devredilmekte, özelleştirilen şirketlerin tüzel kişiliklerinden doğan hak ve yükümlülükler ise bu uygulamalar sonrasında aynen devam etmektedir. Bütün bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde, 26.07.2011 tarihinde konulan mührün, 11.08.2011 tarihinde bozulduğunun iddia ve kabul edildiği eylem ile ilgili olarak katılma talebinde bulunan ... Dağıtım ....'nin mühürleme tarihinden sonra 28.05.2013 tarihinde özelleştirildiğinden, mühür bozma suçunun unsurlarının oluştuğu konusunda bir tereddüt bulunmamaktadır. Kurumun özelleştirilmesiyle birlikte özelleştirmeden önce mülkiyetinde ve/veya tasarrufunda bulunan her türlü hak ve mameleki ile borçlarının devam edeceğine dair 4046 sayılı Kanun'un 20/B maddesi hükmü karşısında, anılan şirketin 5271 sayılı CMK'nun 237/1. madesine göre, kamu davasına katılma hakkı bulunduğu ve lehine vekalet ücreti hükmedilmesi gerektiği cihetle, kanun yararına bozma istemine atfen düzenlenen ihbarnamenin birinci bendindeki düşünce yerinde görülmediğinden, CMK’nun 309. maddesi uyarınca REDDİNE, 2. Şikayetçi vekilinin itirazını yerinde gören merciin 5271 sayılı CMK'nun 271/2. maddesi uyarınca itiraz konusu hakkında bir karar vermesi gerekirken vermediği anlaşılmakla; kanun yararına bozma istemine atfen düzenlenen ihbarname içeriği yerinde görülmekle, mercii ... Ağır Ceza Mahkemesinin 18.07.2014 gün ve 2014/903 değişik iş sayılı kararının CMK'nun 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde ikmaline, dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 14.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.