Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 26325 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 10329 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Özel belgede sahtecilikHÜKÜM : Mahkumiyet 1- “Günce İletişim” isimli işyeri yetkilisi olan sanıkların, şikayetçi adına 05/09/2007 tarihli sahte -3- adet GSM abonelik sözleşmesi düzenlemek suretiyle özel belgede sahtecilik suçunu işledikleri iddiasıyla açılan kamu davasında, sanıkların suça konu abonelik sözleşmelerinin kendi işyerlerinde düzenlenmediğini savunmaları, abonelik sözleşmelerinin alt bayii adı bölümünde bayii adının “Gönül” olarak yer alması, bayii kodu kısmında ise ... yazılıp üzeri çizilerek yanına 2 adedinde ... bir adedinde ise ....olarak yazıldığının anlaşılması,....'nin cevabi müzekkeresinden, sanıkların işlettiği Günce İletişim isimli işyerinin bayii kodunun ... olduğunun bildirilmesi, tanık sıfatıyla dinlenen üst bayii yetkilisi ...'ün suça konu hatları alt bayii olan sanıkların işyerine sattığını beyan ederek bu satışa ilişkin ibraz ettiği fatura ve eki belgelerin fotokopiden ibaret bulunması, suça konu sözleşmelerdeki yazı, rakam ve imzaların sanıklara aidiyetine ilişkin herhangi bir bilirkişi incelemesi yaptırılmamış olması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek biçimde saptanabilmesi bakımından; üst bayii yetkilisi ... tarafından ibraz edilen fatura ve eki belge asılları celbedilerek, suça konu hatları kapsayıp kapsamadığının kesin olarak belirlenmesi, sanıklar ile sözleşmelerde yer alan bayii kodlarını kullanan ve adı geçen bayii yetkilileri ve çalışanlarının, suç tarihinden önceki resmi kurumlardan temin edilecek imza ve yazı örnekleri getirtilip, huzurda alınan yazı ve imza örnekleri ile birlikte GSM abonelik sözleşmeleri üzerindeki yazı, rakam ve imzaların sanıkların ve adı geçenlerin eli ürünü olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılarak dava konusu sözleşmelerin hangi işyerinde düzenlendiği belirlenip sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde mahkumiyetlerine hükmolunması ,Kabule göre de; 2- “05.09.2007” olan suç tarihinin gerekçeli karar başlığında, “28.09.2009” şeklinde yanlış yazılması, 3-5271 sayılı CMK'nun 5728 sayılı Yasa ile değişik 231/5. maddesi uyarınca 2 yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezasına ilişkin mahkumiyet hükmünün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için, sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmamış bulunması, mahkemece sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları gözönünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması ve suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi gerekmektedir. İncelenen dosyada, suça konu sahte abonelik sözleşmeleri ile adına sahte GSM hattı alınan şikayetçinin yüklenen eylem nedeniyle somut bir zarara uğrayıp uğramadığı araştırılmadan , engel teşkil eden sabıka kaydı bulunmayan ve cezaları ertelenen sanıklar hakkında, "...katılanın mağduriyetinin giderilmediğinin anlaşıldığı...” şeklindeki yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi, 4-Mahkum oldukları uzun süreli hapis cezaları ertelenen sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca aynı maddenin 1. fıkrasının c bendinde yer alan hak yoksunluğunun sanıkların kendi alt soyları üzerindeki yetkileri açısından hiç bir şekilde uygulanamayacağı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,Yasaya aykırı, 5-Eylemin sübutu halinde hükümden sonra 19.02.2014 tarih ve 28918 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 6518 sayılı Kanunun 104 ve 105. maddeleri ile değişik 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 63. maddesinin 10. fıkrası ile yaptırıma bağlanan 56. maddesinin 4. fıkrasındaki "Kişinin bilgisi ve rızası dışında işletmeci veya adına iş yapan temsilcisi tarafından abonelik tesisi, işlemi veya elektronik kimlik bilgisini haiz cihazların kayıt işlemi yapılamaz ve yaptırılamaz, bu amaçla gerçeğe aykırı evrak düzenlenemez, evrakta değişiklik yapılamaz ve bunlar kullanılamaz" ve 5. fıkrasındaki "Gerçeğe aykırı evrak düzenlemek veya değiştirmek suretiyle kişinin bilgi ve rızası dışında tesis edilmiş olan abonelikler kullanılamaz" hükmü karşısında; özel hüküm niteliğinde bulunan 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 56. maddesindeki düzenleme de gözetilip, sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının belirlenmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 13.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.