Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 26317 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 11727 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Ağır Ceza MahkemesiSuç : Resmi belgede sahtecilik, nitelikli dolandırıcılıkHÜKÜM : Sanıkların dolandırıcılık suçundan; beraatlerine Sahtecilik suçundan; mahkumiyetlerineI-Sanıklar hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan hükümlerin incelenmesinde;5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; yüklenen suçun tabi olduğu suç tarihinde yürürlükte bulunan ve sanık lehine olan 765 sayılı TCK'nun 102/3 ve 104/2. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının, suçun işlendiği 30/01/2004 tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış ve sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeksizin hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı Yasanın 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak sanıklar hakkında açılan kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK'nun 102/3, 104/2 ve 5271 sayılı CMK’nun 223/8. maddeleri gereğince DÜŞÜRÜLMESİNE, II-Sanıklar hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hükümlerin incelenmesine gelince;Ayrıntısı Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 30.03.1992 gün ve 80/98 sayılı kararında da belirtildiği üzere, belgede sahtecilik suçlarında önceden verilen rıza üzerine borçlu yerine onun imzasının atılmasında zarar verme bilinç ve iradesi ile hareket edilmediğinden suç kastından söz edilemeyeceği, rızanın açık veya zımni olabileceği cihetle; sanık ...'in tüm aşamalarda çek hesabının yeğeni olan diğer sanık ...'e ait olduğunu ve onun askere gitmesi üzerine kendisinde olan çek koçanından çek keşide etmek konusunda sanık ...'e sorarak izin aldığını ve onun bilgisi dahilinde çek düzenlediğini daha öncede bu şekilde çek düzenleyip ödediğini savunduğu, sanık ... ise soruşturma aşamasında, suça konu çeki diğer sanık ...'in kendi bilgi ve rızası dahilinde keşide ettiğini belirtmesine rağmen, mahkemedeki savunmasında çek keşide etmesine rıza göstermediğini beyan ederek aşamalarda çelişkili beyanlarda bulunduğunun anlaşılması karşısında, gerçeğin ve suça konu çekin sanık ... tarafından sanık ...'in bilgisi ve rızası üzerine düzenlenip düzenlenmediğinin tespiti bakımından;sanık ...'in beyanları arasındaki çelişki giderilerek, sanık ...'in sanık ... adına daha önce imzalanıp ödenen çekler olup olmadığı ilgili bankadan araştırılıp gerektiğinde çek/çeklerin verildiği kişilerde tanık olarak dinlenerek sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının takdir ve tayini yerine eksik incelemeyle yazılı şekilde hükümler kurulması,2- Kabule göre de;Sanıklar hakkında mahkumiyet hükmü kurulmasına göre, kendisini vekille temsil ettiren katılan lehine hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca vekalet ücretine hükmedilmemesi,Yasaya aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 12/05/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.