... Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 16.07.2014 gün ve 2014-14637/49046 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen04.09.2014 gün ve KYB 2014/281013 Sayılı ihbarnamesi ile;Resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçundan şüpheliler... Kooperatifi, ..., ..., ... ve ... haklarında yapılan soruşturma evresi sonucunda,... Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 30/12/2013 tarihli ve 2013/19051 soruşturma, 2013/48547 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin, mercii ... Ağır Ceza Mahkemesinin 04/03/2014 tarihli ve 2014/395 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosyanın incelenmesinde;5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 160. maddesinde yer alan “Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddi gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adli kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” şeklindeki düzenleme karşısında, Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmak zorunda olduğu, müşteki tarafça sahte olarak düzenlendiği iddia olunan kooperatif üyelik belgeleri ile hakkında ilamsız icra takibine girişildiği iddiasında bulunulduğu, söz konusu belgelerin ne zaman düzenlendiğinin belli olmadığı, buna karşılık şüphelilerin üzerlerine atılı suçlardan resmi belgede sahtecilik suçunun unsurlarından birinin de sahte resmi belgenin kullanılması olduğundan, kooperatif üyelik belgeleri üzerinde herhangi bir tarih bulunmaması, bu belgelere istinaden 27/03/2012 tarihinde ilamsız icra takibine girişildiği de göz önüne alındığında kullanım tarihinin 27/03/2012 tarihi olacağından dava zamanaşımı savının yerinde olmadığı, şüphelilerden ve müştekiden alınan imza ve yazı örneklerinin sahte olarak düzenlendiği iddia olunan belgeler ile karşılaştırılarak bu yönde rapor alınması gerektiği gibi şüphelilerden..un ifadesinde müştekinin 29/06/2007 tarihli genel kurula bizzat katıldığı yönündeki beyanı doğrultusunda söz konusu genel kurul tutanakları getirtilerek bu yönde de inceleme yapılması gerekirken belirtilen eksiklikler yönünden deliller toparlanmaksızın, şüpheliler haklarında kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karar verildiği dikkate alındığında, ortada 5271 sayılı Kanun’a uygun bir soruşturmanın bulunmadığı bir durumda, anılan Kanun’un 160. maddesi ve diğer maddeleri uyarınca soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabul edilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca, anılan kararın bozulması istenilmiş olmakla, Dairemize gönderilen dosya incelenerek gereği görüşüldü.İncelenen dosya içeriğine göre; müştekinin aşamalardaki şikayetinde, kuzeni ...ın ekonomik sıkıntıya düşmesi nedeniyle onun eşi ... adına olan daireyi tapudan devralmak suretiyle satın aldığını, kooperatif üyeliğini devralmamasına rağmen ... Kooperatifi'nce sahte üye giriş beyannamesi, taahhütname ve ortaklık talebi ile üye yapılmak suretiyle hakkında üyelik aidatından dolayı icra takibi yapıldığını ileri sürmesi, şüphelilerden ...'un, üyeliği eski yönetim kurulu tarafından 12.04.2005 tarihinde kabul edilerek karar defterine işlenen müştekinin 29.06.2007 tarihli genel kurul tutanağında imzasının bulunduğunu, ...'ın ise atılı suç tarihinde yetkili olmadığı gibi karar defterine atılan imzadan da haberinin olmadığını savunması, üyeliğe kabule dair 12.04.2005 tarih ve 23 sayılı kararda ..., ... ve ...'ın imzasının bulunmasına rağmen... ile daireyi devreden .. ve ...'ın dinlenilmemiş, icra takibinin 27.03.2012 tarihinde yapılmış olması karşısında, kooperatifin 12.04.2005 ve sonrasındaki yönetim kurulu üyeleri belirlenerek, bu kişiler ile . ve ...olay hakkında dinlenildikten; 29.06.2007 tarihli genel kurul tutağının aslı da getirtilmek suretiyle, bu tutanakta müşteki adına atılan imza ile atılı suça konu belgeler üzerindeki yazı ve imzaların müşteki, yönetim kurulu üyeleri ile ...a ait olup olmadığının belirlenmesi için bilirkişi incelemesi yaptırıldıktan sonra, suçun sübutu halinde, sahtecilik eylemlerinin yapıldığı tarih ile icra takibinin yapıldığı tarihte farklı yönetim kurulu üyelerinin görev yapması nedeniyle, bu kişiler arasında iştirak iradesinin bulunduğunun ya da belgelerin sahte olduğunun bilinerek icra takibi yapıldığının anlaşılması halinde suç tarihinin icra takip tarihi olacağı; 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 62. maddesi uyarınca, kooperatifin yönetim kurulu üyelerinin ve memurlarının suç teşkil eden fiil ve hareketlerinden ve özellikle kooperatifin para ve malları bilanço, tutanak, rapor ve başka evrak, defter ve belgeleri üzerinde işledikleri suçlardan dolayı kamu görevlisi gibi cezalandırılacağı da gözetilerek, sonucuna göre şüphelilerin hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, şüphelilerden...'un suç teşkil eden bir eyleminin bulunmadığı, ... ve ... hakkında ise zamanaşımının dolduğu gerekçeleriyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesinde isabet bulunmadığından, bu karara vaki itirazın kabulüne karar verilmesi yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan, kanun yararına bozma istemine atfen düzenlenen ihbarname içeriği yerinde görülmekle,... Cumhuriyet Başsavcılığının 30.12.2013 tarih, 2013/19051 soruşturma, 2013/48547 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii ... Ağır Ceza Mahkemesinin 04.03.2014 gün ve 2014/395 değişik iş sayılı kararının CMK'nun 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde ikmaline, dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 07.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.