MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Özel belgede sahtecilikHÜKÜM : Beraat Ayrıntıları Ceza Genel Kurulunun 14.10.2003 gün ve 232-250 sayılı, 09.10.2012 gün 2011/8-335 Esas, 2012/1804 Karar sayılı kararlarında da açıklandığı üzere, belgede nesnel olarak aldatıcılık yeteneğinin bulunması ve aldatma keyfiyetinin belgeden objektif olarak anlaşılması gerektiği, muhatabın hatasından, dikkatsizlik veya özensizliğinden kaynaklanan fiili iğfalin, aldatma yeteneğinin varlığını göstermeyeceği gibi; daha önceden var olan subjektif bir bilgi de belge üzerinde var olan aldatma yeteneğini ortadan kaldırıcı etkiye sahip olmayıp, katılanın sanığın imzasını önceden tanıması nedeniyle söz konusu taahhütnamedeki imzanın sanığın eli ürünü olmadığını anlamasının tek başına belgenin aldatma yeteneğine sahip bulunmadığını göstermeyeceği; yapılan takipte imzayı inkar etmesine rağmen aşamalardaki savunmalarında suça konu tahliye belgesindeki imzanın kızı ... tarafından atıldığını beyan etmesine karşın, ... Asliye Hukuk Mahkemesinde devam etmekte olan yargılama dosyasında imzanın, sanığın oğlu olan . .. ait olduğunun anlaşılması karşısında, sanık üzerine atılı suçun sübut bulduğu ve mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde sanığın beraatine karar verilmesi,Yasaya aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 30.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.