MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Resmi belgede sahtecilikHÜKÜM : Sanık ... hakkında; Beraat Sanıklar ..., ... ve ... hakkında: MahkumiyetI-Katılan vekilinin, sanık ... hakkındaki beraat hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; suça sürüklenen çocuğa yüklenen “resmi belgede sahtecilik” suçunun 5237 sayılı TCK'nun 204. maddesinde öngörülen cezasının üst sınırı itibariyle tabi olduğu aynı Kanunun 66/1-e, 66/2 ve 67/4. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının, 17.03.2005 suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Yasanın 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak, gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle, suça sürüklenen çocuk hakkında açılan kamu davasının 5237 sayılı TCK'nun 66/1-e, 66/2, 67/4 ve 5271 sayılı CMK'nun 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE, II-Katılan vekili, sanık ... müdafii ile sanık ...'ın, sanıklar ..., ... ve ... hakkında “resmi belgede sahtecilik” suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarına gelince; Sanık ... ile aynı işi yaptıkları ve birlikte çalıştıkları anlaşılan sanıklar ... ve ... hakkında, şikayetçi ...'e ait suça konu -2- adet çeki ele geçirerek, sahte olarak düzenlemek suretiyle piyasaya sürdükleri iddiasıyla açılan kamu davasında, suça konu çeklerden 30.01.2005 tarih ve 3.100.000.000 TL meblağlı olan çekin son ciranta Şerif Karadiş tarafından 02.02.2005 tarihinde bankaya ibrazı sırasında ele geçtiği, ödemeden men talimatı nedeniyle herhangi bir işlem yapılmadığı, ... söz konusu çeki ... aldığını beyan etmesi üzerine ifadesine başvurulan Hüseyin Akkaya'nın, borçları karşılığında çeki sanık ... ve ...'dan aldığını, ilk anda çek üzerinde meblağ ve tarih bulunmadığını, kendisi kabul etmeyince sanık ...'ın çeke meblağ ve tarih yazıp arkasını da cirolayarak verdiğini beyan ettiği, ... ile sanık ...'ın çeki hatır çeki olarak sanık ...'dan istediklerini, İdris'in çeki otobüsle sadece keşideci imzasını havi diğer kısımları boş şekilde yolladığını, borçları karşılığında ... verdiklerini beyan etmeleri, sanık ... çeklerle ilgisinin bulunmadığını, kendisinin vermediğini savunması, suça konu 17.03.2005 keşideli ve 6.800.000.000 TL meblağlı keşide yeri ve arkasında ciro bulunmayan hamiline yazılı çekin ise 17.03.2005 tarihinde çek keşidecisi görünen katılanın marketine dava dışı Muhammet Korkmaz isimli şahıs tarafından tahsil amacıyla götürüldüğünde ele geçtiği, ... anlatımları doğrultusunda ulaşılan ... çeki hayvan satımı karşılığında sanık ...'dan aldığını ancak sanığın ciro yapmadığını beyan etmesi, sanık ...'ın, çeklerle ilgisinin bulunmadığını savunması, suça konu çeklerdeki keşideci imzalarının sanıklar ... ve ... eli ürünü olmadığına dair rapor temin edilmiş ise de çeklerin üzerindeki yazı ve rakamlara ilişkin adı geçen sanıklar yönünden bilirkişi incelemesi yapılmamış olması karşısında; sanıkların tamamının suça konu her iki çekte yapılan sahteciliğe iştirak edip etmediklerinin ve gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak biçimde belirlenebilmesi bakımından, sanıkların her iki çeke ilişkin olarak ayrı ayrı ve detaylı savunmalarının tespit edilerek, yapılan bilirkişi incelemesinde yer almayan suça konu çeklerdeki yazı ve rakamların sanıklar ... ve ... eli ürünü olup olmadığına ilişkin de rapor temin edilip sabıkalarına esas karar örnekleri kesinleşme ve infaz tarihleri ile birlikte celbedilerek 765 sayılı TCK'nun tatbiki halinde haklarında anılan Kanun'un 81 ve 95. maddesinin uygulanmasını gerektirir mahkumiyet hükümlerinin bulunup bulunmadığı, zincirleme suç hükümlerinin uygulama koşullarının bulunup bulunmadığı da saptanıp buna göre; kararın gerekçe bölümünde denetime olanak verecek şekilde; 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9/3. maddesi uyarınca suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK ile sonradan yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK'nun ilgili maddelerinin olaya uygulanarak ortaya çıkan somut sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle lehe Yasanın tespiti gerektiği gözetilmeden eksik inceleme sonucu, sübuta göre olayda uygulama olanağı bulunmayan zincirleme suç hükümleri esas alınarak yapılan uygulamalı karşılaştırma sonucu 5237 sayılı Yasa hükümlerinin lehe olduğu kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması, Kabule göre de; 2-Dosyada aslı bulunan suça konu 6.800.000.000 TL meblağlı çekte Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre bulunması zorunlu unsurlardan olan “keşide yerinin” bulunmaması ayrıca keşide edenin yanında herhangi bir yer adının da yazılı olmaması nedeniyle özel belge niteliğinde olduğunun gözetilmemesi, 3-Uzun süreli hapis cezası ertelenen sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca aynı maddenin 1. fıkrasının c bendinde yer alan hak yoksunluğunun sanıkların sadece kendi alt soyları üzerindeki yetkileri açısından hiçbir şekilde uygulanamayacağının diğer yazılı haklardan, cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmaları gerektiğinin gözetilmemesi, Yasaya aykırı, katılan vekili, sanık ... müdafii ile sanık ...'ın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 29.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.