MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Özel belgede sahtecilikHÜKÜM : Beraat1- Cep telefonu bayii işleten sanığın, şikayetçi adına sahte abonelik sözleşmesi ile GSM hattı çıkartıp yüklenen özel belgede sahtecilik suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda, sanığın, bağlı bulunduğu GSM şirketinde çalışan Mehmet Yıldırım isimli kişinin abonelik sözleşmelerini imzalatıp kendilerine getirmesi üzerine hattı aktive ettiklerini, sözleşmenin imzalanması aşamasında bulunmadığını savunması, sözleşmedeki imza ve yazıların sanığın eli ürünü olup olmadığı yönünde bir tespitin yaptırılmaması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek biçimde saptanabilmesi bakımından; öncelikle sanığın savunmasında geçen Mehmet Yıldırım isimli kişinin tanık sıfatıyla celbedilerek beyanının tespit edilmesi,sanık ile adı geçenin suç tarihinden önceki resmi kurumlardan temin edilecek imza ve yazı örnekleri getirtilip, huzurda alınan imza-yazı örnekleri ile birlikte suça konu abonelik sözleşmesindeki imza ve yazıların aidiyeti konusunda bir bilirkişi incelemesi yaptırılmasından sonra sanığın hukuki durumunun tayini gerektiği gözetilmeden eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması, 2- Eylemin sübutu halinde hükümden sonra 19.02.2014 tarih ve 28918 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 6518 sayılı Kanunun 104 ve 105. maddeleri ile değişik 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 63. maddesinin 10. fıkrası ile yaptırıma bağlanan 56. maddesinin 4. fıkrasındaki "Kişinin bilgisi ve rızası dışında işletmeci veya adına iş yapan temsilcisi tarafından abonelik tesisi, işlemi veya elektronik kimlik bilgisini haiz cihazların kayıt işlemi yapılamaz ve yaptırılamaz, bu amaçla gerçeğe aykırı evrak düzenlenemez, evrakta değişiklik yapılamaz ve bunlar kullanılamaz" ve 5. fıkrasındaki "Gerçeğe aykırı evrak düzenlemek veya değiştirmek suretiyle kişinin bilgi ve rızası dışında tesis edilmiş olan abonelikler kullanılamaz" hükmü karşısında; özel hüküm niteliğinde bulunan 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 56. maddesindeki düzenleme de gözetilip, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayininde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 29.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.