MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Resmi belgede sahtecilikHÜKÜM : Asıl Karar: Mahkumiyet Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 20.02.2007 gün 5/46-39 sayılı kararında da açıklandığı üzere, mahkemece 5271 sayılı CMUK'nun 232/6. maddesi uyarınca başvurulması olanaklı yasa yolunun, süresinin, başvuru yapılacak merci ile başvuru şeklinin hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesi zorunlu olup; Mahkemenin 07.03.2012 günlü kararında başvuru süresinin başlangıcının “sanığın yokluğunda verilen kararın öğrenildiği tarihten itibaren” şeklinde gösterilmesi karşısında tebliğnamedeki bu hususa yönelen düşünceye iştirak edilmemiş, ancak; 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 311. maddesi hükmüne göre, eski hale getirme istemiyle birlikte temyiz talebinde de bulunulması halinde inceleme merciinin Yargıtay'ın ilgili dairesi olduğundan, yokluğunda verilen hükmün sorgusunda belirttiği adrese çıkartılan tebligatın 25.02.2012 tarihinde muhatabın adreste tanınmaması sebebiyle iadesi üzerine tebliğ işleminin 6099 sayılı Kanunla değişik Tebligat Kanununun 21/2. maddesine göre yapılması gerektiği gözetilmeden anılan Yasanın 35. maddesine göre yapılması hukuken geçersiz olduğu ve 19.08.2013 tarihli temyiz isteminin öğrenme üzerine süresinde olduğu kabulü ile hukuki dayanaktan yoksun olan 04.10.2013 günlü ek karar kaldırılarak yapılan incelemede,Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine incelenen dosya içeriğine göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine: ancak; 5237 sayılı Yasanın 53. maddesinin 1. fıkrasının c bendinde yer alan hak yoksunluğunun, aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilen hükümlünün kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından koşullu salıverilmeye kadar uygulanabileceği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması, Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8. maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Yasanın 322. maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkrasından 5237 sayılı Yasanın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün çıkartılarak yerine, “53. maddenin 3. fıkrası uyarınca 1. fıkranın c bendinde yer alan kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından koşullu salıverilme tarihine, 1. fıkranın diğer bentlerinde yazılı haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına” denilmek suretiyle eleştiri dışında sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün istem gibi DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 22.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.